Sadece bol bol yorum istiyorum, şimdiden teşekkür ederim. İyi okumalar.
Önümde ki okuduğum-doğru söylemek gerekirse bir cümlesine bile dikkatimi vermemiştim- geriye iterek, Kore dil ve edebiyatı dersinin öğretmeni Cha Na'nın bizi indirdiği kütüphanede Somi'nin beni delip geçecek bakışlarına gülümsemeye çalışıyordum.
Ne kadar çalışsamda, bakışlarının okul formamı geçip derimi yaktığını hissediyordum. Aslında bu bakışları hak edecek bir şey yapmamıştım...pekâlâ, kimi kandırıyordum ki? Bakışlarını tam anlamıyla hak etmiştim."H-Hey, eğer biraz daha öyle bakarsan akşama eve gidecek bir bedenim olmayacak." Heyecandan mı korkudan mı bilmem titreyen sesime alayla gülümsediğinde, dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Umarım, beni öldürme gibi bir fikrin yoktur." Kısık sesle fısıldadığımda, "Öylece öldürmek mi? İşkence etmeyi düşlüyordum oysaki." demiş, ve ağzımın payını vermişti.
"Hah?" Dudaklarım usulca yukarı kıvrılmıştı, tamam sinirli olabilirdi, ama bu kadarı bana fazlaydı. Sonuçta abisini öldürmemiştim, veya ona zarar vermemiştim. Tek kaşını kaldırdığında, sinirle kalkan omuzlarım, yavaşça düşmüştü.
Jeon Somi, aynı abisi gibi oldukça korkunçtu.
Lalisa, sonunda aradığı kitabı bularak yanıma oturduğunda kafamı hızlıca ona çevirip, olabildiğince kısık seste fısıldadım.
"Biraz daha geç gelseydin, her yerim delik deşik olacaktı." Dediğim her kelimenin sonunda göz ucuyla Somi'ye bakıyordu.
Gülmemek için kendini zor tuttuğu bir kaç metreden belli olurken, yanında olup bunu fark etmemek için kör olmak gerekirdi. Sağ elimle etini tırnaklarımın arasına sıkıştırdığımda yüzünde ki gülümseme aniden yerini acıya bırakmıştı.
"Canımı acıttın." Eliyle sıktığım yeri ovuşturdu. Gözlerimi yeniden Somi'ye çevirme fikri aklımda bir tilki gibi dolaşırken, bunun benim için pekte iyi olmamasını göz önünde bulundururak ittiğim kitabı usulca yeniden önüme çekip, sapasağlam eve gitmek için dakikaları saymaya başlamıştım.
-
"Sen, neden daha önce bunu bana demedin?" Lalisa hiç çekinmeyerek önümde üstünü çıkarıp, pijamalarını giyiniyor, bir yandan bana kızıyordu.
"Ne bileyim işte Lali, bir yalan bulurum diye düşündüm." Dudaklarımın üstünden bir nefes verdim. "Ama bulamadım." Tam olarak konuştuğumuz konu 'Hannah' konusuydu, dünden beri düzgün yalan bulamamıştım.
Lalisa, saçlarını kazağın altından çıkarırken şımarıkça gülümsedi. "Ve mükemmel yalan makinesi arkadaşına geldin değil mi?" Parmaklarını şıklatarak gözünü kırptı. "Doğru yerdesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
troublemaker
Fanfictionaynı anda hem iyi hem kötü nasıl hissettirebiliyorsun bilmiyorum, lakin bildiğim tek şeydir başbela oluşun. ;bu kurgu 'autumnofmay' adlı yazardan alınmıştır. tamamlandı.