"Çok romantik," Lalisa yüzünün iki tarafını da elleriyle kaplayıp, bana bakarken yüzümde ki beliren gülümsemeyi engelleyemezken, kafa salladım. "Böyle bir şey yaşamak için, sanırım seni satabilirdim."
Yapma bir kızgınlık ile kaşlarımı çatıp Lalisa'nın alnına bir şaplak attığımda yüzünü buruşturup geri çekildi, ardından iyi bir oyuncu olup biraz uzağımda ki Somi'nin yüzüne bakarak ağlamaya başladı.
Yükselen omuzlarım anında inerken, Lalisa'nın buruşmuş yüzüne bakıp, elinde ki kitabı kütühpanenin bir tek kalem ucu bile değmediği temiz masasına bırakıp, bize doğru gelmesini izlemiştim.
Okul çıkışı, kütühpanede biraz zaman öldürmeye karar verdiğimizde, bunu dün Jeongguk'la yaşadığım bir kaç saati asırlar gibi anlatarak mükemmel bir şekilde zamanı öldürmüş, içimde ki sevgi tohumlarını yeşertmiştim.
Yarım saat boyunca öylece sessizce dans etmiştik, sonra bu kusursuz an içine Jeongguk'un naif sesi de karışmıştı. İlk defa onu şarkı söylerken duymam, tüylerimi arşa kaldırmıştı.
Tanrım...hâlâ o derin ve koyu sesini düşüncence her yerimi karıncalama kaplıyordu.
"Sorun ne? Neden ağlıyorsun?" Somi, Lalisa'nın sahte ağlamasına inanmış olmalı ki, gözleri korkuyla Lalisa da geziniyordu. Lalisa fırsattan istifade kollarını Somi'ye dolarken, bana attığı sinsi gülümseme ile gözlerimi devirip, derin bir nefes aldım.
Geceden beri aklım dün gecedeydi. Eve öyle mutlu girmiştim ki, annemi hayatım boyunca böyle şaşkın gördüğüm sayılı zamanlardan birine daha tanıklık etmiştim. Ne kadar boş yere çekinip anneme Jeongguk'la olanları anlatmak istemesemde, geceyi anlatmak zorunda kalmıştım. Tabi ki, tüm gün aklımı başımdan alan öpüşlerini es geçerek.
Aksi takdirde Jeongguk ve beni bir odaya koyup, dövmesi kaçınılmaz olabilirdi.
"Oldukça güzel kitap okuyorsunuz görüyorum da," Kulaklarıma dolan tanıdık sesle kafamı hızlıca kaldırıp, sesin geldiği yöne yani kapıya çevirdiğimde gördüğüm ultra yakışıklı surat ile gözlerim büyümüştü.
"Jeongguk?" Ellerimle gözlerimi ovalayıp, bir kez daha gerçekliğini sorgular bir şekilde bakmaya devam ettim. "Tanrım, seni çok kafaya taktığım için hayal mi görüyorum?"
"Hayır," Seslice güldü. "Sadece eski okulumu özledim, ve görmeye geldim."
"Sadece eski okulunu mu özledin?"
Aklımda ki soruyu dışa aktaran Somi'ye minnet dolu bakışlar atarken, Jeongguk içinde sadece bizim bulunduğumuz kütüphanenin boş masaların yanında ki sandalyelerden birini çekerek, karşıma koyup otururken aklıma dün gece geldikçe boğazım kuruyor, yutkunma isteğimi durduramıyordum.
"Hayır elbette, bu okula adımımı bile atmak istemediğimi biliyorsun Somi. Buraya asıl gelme amacım sizi almaktı ama, dışarı da on dakika bekledikten sonra ağaç olma yolundaydım ki beni hâlâ tanıyan okul güvenliği yanıma geldi, uzun konuşma sonucu burada olduğunuzu öğrendim. Ve geldim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
troublemaker
Fanfictionaynı anda hem iyi hem kötü nasıl hissettirebiliyorsun bilmiyorum, lakin bildiğim tek şeydir başbela oluşun. ;bu kurgu 'autumnofmay' adlı yazardan alınmıştır. tamamlandı.