Final.
Bilirsiniz, her zaman hayatınızı kurtaran birisi vardır. Karşılaşacağımız başka bir fırtınanın sonunda güneş açtıran biri, her kavurucu güneşin altında size şemsiye olacak biri elbetteki vardı. Sadece belki zamanla fark etmemizle her şey değişecekti, aldığımız nefes bile. Bir bakmışsınız, sınıfınızda ki en nefret ettiğiniz kişi sabah kafanızı çevirdiğinizde gördüğünüz ilk yüz olacak. Bu yüzden ölmeye gerek yok, ne olursa olsun her zaman bir çıkış yolu olacak. Yaşayın gitsin. Pişman olsanız bile yaşayın.Jeongguk benim için her zaman çıkışı olan bir sokaktı. Korkarsam ona giderdim, ağlasam ona giderdim, sinirlensem ona giderdim, mutlu olsam ona giderdim, ölsem bile ona gidecektim. Ve o bana karşı hep cömertçe davranır; beni her daim kabul ederdi. Bu yüzden asla düşmezdi sözlerim onu gördüğüm her saniye ağzımdan; İyi ki o. Bir başkası olmazdı zira.
"Lalisa Somi ve Taehyung sahiden yakın arkadaş oldular," Üçüz bebekten farksız duran Lalisa, Somi ve Taehyung'un başında bir anne edasıyla duran Jisoo'ya bakarak gülümsedim. "Jisoo çok olgun biri. Fakat eminim ki çok eğlencelidir."
"Öyle, en son yazlıkta ki evi devasa kahkahalarla yakmıştı." İrislerim yanıma ki Jeongguk'a kayarken, yüzümde ki gülümseme yerini memnun ve aşık bir tebessüme hediye etti. Benimle uyduğu-gerçi uyumaktan çok, başka şeyler yapmıştık-günün üzerinden bir hafta geçmişti, ancak heyecanımdan hâlâ tazeydi.
Onunda gözleri bana döndüğü andan itibaren kendimi, harelerinde her yıldıza uğramış bir kahraman gibi hissediyordum. Mükemmeldi, onun hakkında olan her şey mükemmeldi. Geç fark edilen bir mucizeyi, sonsuza kadar yaşamak istiyordum.
"Böyle bakmaya devam edersen, seni öpeceğim kızım." Gözleri hızlıca yan tarafımızda ki kardeşlerine ve Lalisa'ya kaydıktan sonra, burayla ilgilenmediklerini fark edip üst dudağımı öpüp hızla geri çekilmişti. Onun için küçük olan bu adım, bende kelebek etkisi yaratıyordu. Kalbim, göğsümün altında kaburgalarımı kıracak şekilde atarken, yanaklarım defalarca kez kızarmıştı.
"Ani şeyler yapmamalısın, sağlığım için." Hâlâ cehenmin en kör yerlerinde yanarken, söylediğim sözleri duyupta umursamayan Jeongguk kafasını bana uzattı. Evet, bayılıp gideceğim şimdi.
Tüm kusursuz hatlarını göstermekten çekinmezken, derin bakışlarında kulaç atmaya başlamıştım.
Aşk, bir kaç seneye kadar saçma bir duyguydu benim için. İlk defa Chamin'e hissettiğim duygularla tatmış, daha sonra Jeongguk'dan öğrenmiştim sevmeyi. Eşsiz diyarlar keşfetmiştik beraber, benim atmaya korktuğum adımları, o atmıştı benim için. Benim çerçevemde o an, aşk saçma bir duygu olmaktan daha çok, eğer doğru kişiyi bulduysan kocaman bir enkazda sana uzatılan yardım eliydi.
"Yakından hiç olmadığın kadar güzelsin, şu detaylarına bir bak. Kaşının altında ki siyah noktaya, kirpiklerinin diziliş şekline, burnunun kıvrımlarına, dudaklarına...sanırım, tüm şansımı seninle olmakta kullandım, gram pişman değilim." Her dudaklarını aralayışında yüzüme çarpan nefesiyle kapanacak olan göz kapaklarım, Taehyung'un boğazını temizlemesi ile hızlıca aralandı.
"Burada olmaz, midem bunları kaldıramaz." Taehyung elini, kusuyormuş, gibi ağzına koyduğunda seslice gülüp Somi'nin orta parmağını kaldırıp ona uzatan Lalisa'yla gülümsemen kahkahalara dönmüştü.
"Aseksüelim diyerek kandıramazsın bu sefer, her gün bir kızla flört ettiğini görüyoruz." Jisoo, baygın bakışlarla parmağında ki yüzüğü çevirirken, Taehyung omuzlarını aşağı yukarı kaldırıp, yüzünü buruşturdu.
"Taehyung, neden Somi'nin yanına dönmüyorsun?" Jeongguk'un sesiyle birlikte sorgulamadan, origami yapan Somi ve Lalisa'ya doğru ilerlediğinde, Jisoo'da telefonuna bakmaya devam etmişti. Lalisa'nın aldığı bilgilere göre, görüştüğü biri vardı.
"Sence Somila mı güzel yoksa Milane mi?" Kolunu omzuma koyan Jeongguk'a kısa bir bakış atarak, düşünmeye başladım. "Sanırım Milane, neden soruyorsun ki?"
"Gelecekte ki kızımız için, daha doğrusu kızlarımız için. Erkek çocuğumuz için henüz isim bulma çalışmalarım sürüyor, bu süreçte Taehyung'un da yardımı çok dokunuyor."
Pekâlâ, bu adam...ne demeliydim ki? Kaçık? İleri görüşlü? Ya da sabırsız? Belki fazla düşünceli? Hiç bir kelimem dedikleriyle uyuşmazken, hâlâ ona boş boş bakmaya devam etmiştim. Bunu fark ederek seslice gülmeye başladığında bende beceriksizce ona eşlik ettim.
"Güzelim," Dedi tüm cenneti fazlasıyla bana gösterirken. "Seni her saniyeden daha fazla fazla seviyorum, eğer bir gün ayrılırsak bile bil ki, hâlâ seni sevmeye devam edeceğim."
"Ayrılmayacağız."
"Biliyorum, o mihraba beraber yürüyeceğiz. Ellerini ben tutacağım, seni ben öpeceğim, sana şarkıları ben söyleceğim..." Bacağımın kenarında ki elimi eliyle sarmalarken, gözlerimin içine, en derine baktı. "Senin için, her şeyi yapacağım."
Yaptı.
Zaten Jeongguk sözünde duran bir adamdı. Ve yapacağından hiç şüphe duymamıştım. Ellerimi o tutmuştu, beni öpmüştü, dinlediğim her canlı şarkıyı o söylemişti. Benim için hep bir şeyler yapmıştı. Ve bundan asla gocunmazdı. Gece semasında, mihraba yürürken bile benim için bir şeyler yapmaya devam etmişti.
Sözcüklerim, henüz onu ve aşkını tanımlayacak kadar gelişmemişti. Bu yüzden hep sendeledim, ve beni tutan hep o'ydu.
Resmi olarak-daha önce Lalisa, Somi, Taehyung ve Jisoo'yla beraber aramızda bir evlilik töreni yapmıştık-evlendiğimiz günün gecesinde bile onunla yarışa gittiğimi hatırlıyordum.
Ha, bir de birbirimizi gereğinden fazlaca sevdiğimizi. Onunla olduğum her saniyenin bile bende bıraktığı izleri seviyordum, her birlikteliğimizi, her sabah uyandığında şişmiş yanaklarını ve gözlerini öpmeyi seviyordum.
Ben, eşsiz olan bu adamı her zerresine kadar seviyordum.
❧
Yorumlarınız, oylarınız, düşünceleriniz ilgileriniz için teşekkür ediyorum. Final alakasız durabilir, silip yeniden yazmak istemediğim için yayınladım, çünkü bu zamanlar bundan daha iyisini yapamazdım. Her neyse, her şey için teşekkür ederim, görüşürüz millet!
💙
ekim ayının yirmi yedisi, 2020.
şubat ayının on'u, 2021.
19.20, 22.38 | evren.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
troublemaker
Fanfictionaynı anda hem iyi hem kötü nasıl hissettirebiliyorsun bilmiyorum, lakin bildiğim tek şeydir başbela oluşun. ;bu kurgu 'autumnofmay' adlı yazardan alınmıştır. tamamlandı.