Ortamda garip bir sessizlik hüküm sürüyordu. Hiç kimse konuşmaya cesaret edemiyor, düşüncelerini dillendirmek istemiyordu. Öğrendikleri şeyi sindirmek kolay değildi çünkü. Hepsine biraz ağır gelmişti.Gonca, stresten tırnaklarını yemeye başlamıştı. Daha önce hiç bu kadar korkmuş ve çaresiz hissetmemişti kendini.
Bu seferki görüsü onu gerçekten fazlasıyla sarsmıştı. Geçmişte biri hayatlarını tamamen değiştiriyordu ve bunu yapanın kim olduğuna dair ufacık bir fikri bile yoktu.
Daha bu sabah mutlu bir şekilde evindelerdi. Uzun zaman sonra arkadaşları ile bir araya geldiği için heyecanlıydı. Aynı zamanda çok da mutluydu. Fakat bu mutluluğu fazla uzun sürmemişti.
Arkadaşları ile mükellef bir sofrada yemek yerken hiç beklemediği bir anda gözleri kararmış ve bir görü görmüştü. Bu çok korkunç bir görüydü.
Gördüklerine göre bunca zamandır yaşadıkları şeylerin hepsi boşunaydı. Geçmişte biri olayları değiştirerek onların hayatını ve her şeyini elinden almaya çalışıyordu.
Görüsünü tam olarak açıklamak gerekirse karanlık bir odalardı. Gonca, Meri ve Melis birer sandalyeye elleri bağlı ve ağızları kapalı bir şekilde tutsak edilmişlerdi.
Oldukça yorgun ve sorgun görünüyorlardı. Yüzlerinin belirli yerlerinde ufak tefek sıyrıklar, bir mücadele yaşadıklarının simgesi gibiydi.
Herkes odayı incelemeye başlamıştı. Daha önce bulunmadıkları bir yerdi burası. İçeride küf ve ıslak bez karşımı değişik bir koku vardı. Zamanla bu kokuya alıştıkları için bir süre sonra kokuyu almamaya başlamışlardı.
Gonca; bağırmak, yardım çağırmak istiyordu ama ağzındaki bant yüzünden sadece ağzından ufak bir hırıltı çıkıyordu.
Ellerini çözmeye çalışıyor ve oturduğu sandalyede tepiniyordu. Kızlar da aynı şekilde onun gibi kendilerini bu korkunç durumdan kurtarmaya çalışıyorlardı.
Buraya nasıl gelmişlerdi? En son hatırladıkları şey evde beraber oturup çay içtikleriydi. Nasıl buraya gelmiş olabilerdi? Ne olmuştu?
Uzaktan korkunç bir ses duyuldu:
"Boşuna uğraşmayın buradan kurtulamazsınız!"
Garip bir tıkırtı duyuldu. Az önceki konuşan kişi onlara gittikçe yaklaşıyordu. Ona bağırıp kim olduğunu sormak istiyorlardı ama yapamıyorlardı.
"Neden burada olduğunuzu merak ediyorsunuzdur. Çok fazla düşünmenize gerek yok. Tabii ki Ali Bey'in yarım bıraktığı işi tamamlamaya geldim"
Adamın dediklerini anlamaları birkaç saniyelerini almıştı.
"Şaşırmış olmalısınız. Bu güçlerin peşinde olan tek kişinin sadece Ali Bey olduğunu mu düşünüyordunuz? Eğer öyleyse demek ki sandığımdan da daha safsınız" dedi ve biraz daha onlara doğru yaklaştı.
Yüzü maalesef karanlıktan dolayı fazla seçilemiyordu. Karşılarındaki kişiyi tanıyorlar mıydı?
Sesi bir yerlerden tanıdık geliyordu ama Gonca çıkaramamıştı. Karanlığa gözleri alıştıkça etrafı biraz daha net görmeye başlamıştı ama yinede önündeki kişinin yüzünü tam göremiyordu.
"Tanışma faslımız bitiyse artık başlayalım mı?" diye sordu ama kimseden ses çıkmayınca devam etti:
"İlk önce kimden başlasam acaba? O piti piti karamele sepeti..." dedi ve bir anda durarak gülmeye başladı.
"Şaka şaka ben çoktan kimden başlayacağımı seçtim bile" dedi ve elindeki baston ile Melis'in yanına yaklaştı.
Birkaç saniye sonra bastonundan sarı bir ışık parıladı ve Melis'in üzerine doğru gitti. Her şey birkaç dakika içinde olmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/252661015-288-k988848.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Operasyon Mimoza (DEVAM EDİYOR...)
FantasiaEfsane kaldığı yerden devam ediyor... Bu defa üç kız değiliz! Sadece üç ayrı hayat söz konusu da değil. Zaman geçmişte kilitlendi. Macera bitmedi. Kaldığı yerden de değil, en başından yeniden başlıyor. Ve savaş şimdi daha kalabalık. Ailelerinin kad...