19. BÖLÜM ~ Yıldız Olmak
☆
Sokaklarında siyah çizgilerle dolu olan Doğu mahallesi; bir ördeğin annesini takip etmesi gibi Baekhyun' u takip ederek ilerlerken bana gülüyordu.
Narin bedeni karanlık sokakta önümden ilerlerken arada omzunun üzerinden attığı kaçamak bakışları içimde bir şeylerin erimesine sebep oluyordu.
Eriyen neydi?
Ruhum? Ben? Hepsi? Hiçbiri?
Evinin sokağına ulaşmamızı sağlayacak olan sokağın başına geldiğimizde sağa döndüm ki bu bizi evinin olduğu sokağa çıkartacaktı. O ise benim aksime sola döndü.
Yumuşak kahveleri bir an şüphe ile kısıldı. Bildiği şey ile benim bildiğimi sandığı şey arasında uyuşmayan bir şeyler vardı ve bu bir anlık duraksamasına sebep olmuştu.
"Evinin yolu burada ufaklık." Söylediğim cümlenin ardından gülümsedi. Gerçekten evinin yolu buradaydı. Peki neden o hala sol tarafa doğru yürümek konusunda ısrarcıydı?
"Her köşesini ezberlediğin bir yolda nasıl kaybolursun?" Rüzgar kelimelerini alıp bana getirdi ve cevabımı beklemeden sol tarafa doğru kaldığı yerden yürümeye devam etti.
"Bilmiyorum."
Peşinden adımlarımı ona uydurarak ilerlerken dudaklarına yerleşmiş gülümsemeyi görür gibi oldum.
Gökyüzünde bir yıldız parladı ve söndü. Hala oradaydı. Yanında ondan daha az parlak olan bir yıldızla birlikte beni -bizi- izliyordu ancak söylemek istediği şeyler varmış gibi parlayıp sönüyordu. Bu mümkün müydü? Yoksa hepsi benim hastalıklı zihnimin uydurduğu yalanlar ağının bir parçası mıydı?
"Kaybolamazsın Chanyeol. Sadece yolu uzatırsın. Bu yüzden buradan gitmeliyiz."
Bu sokakta yanan tek bir sokak lambası vardı ve o da sokağın tam ortasında, ileriyi ve geriyi karanlığa boğarak parlamaya devam ediyordu.
"Neden kaybolmak istiyorsun ruhuna aşık olduğum çocuk?"
İleriye diktiği bakışları karanlık gecede parlarken sessizce yürümeye devam etti.
Güzel yüzünün altında Baekhyun bir güneşti sanki. Yaklaşırsan Venüs' e yaptığı gibi cehenneme çevirirdi seni. Uzaklaşırsan Uranüs gibi buz tutardın. Tam ortasında kalmalıydın Dünya gibi. Yaşam olurdu o zaman tüm ruhunda.
İşte tıpkı Güneş Sistemi' ndeki Dünya gibi yaşamla doldurmuştu beni.
Yıllar önce kabuğumun altından zorla sökülüp alınan ruhumu sevmiş, yaralarını sarmıştı. Ondan her kaçmaya çalıştığımda bana yaklaşmış, güzelce gülümserken elimi tutmuştu.
Doğu mahallesinin onu bana getirmesini ummuştu.
Omuzlarıma çıkıp yıldızlara dokunmayı hayal etmişti sadece ama farkında değildi. O gökyüzündeki en parlak yıldızdan bile daha güzeldi.
"Bazen sadece kaybolman gerekir Chanyeol." Başını kaldırıp gökyüzünde irili ufaklı görünen yıldızlara baktı.
"Kim seni dalından düşürdü? Fark etmedi mi sonbaharın haşin rüzgarları, sen ağacın dallarında güzeldin?"
Kıkırtısı göğsümün ortasında bir yere dokunurken "Şimdi güzel değil miyim yani?" dedi.
"Baekhyun." dedim şaşkınca. Benimle beraber durmuş, yüzündeki gülümseme ile beni izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monachopsis || ChanBaek
FanfictionByun Baekhyun; ağabeyi Suho'nun asla evde tutmayı başaramadığı, sıkışıp kaldığı Doğu mahallesinde gece yürüyüşleri yapmayı alışkanlık haline getirmiş yaralı bir gençti. Bir gece yürüyüşün de karşılaştığı Park Chanyeol ise hayatını değiştirecekti. "G...