Hüznü Dünyayı Dolduran Adam II Baekyeol

187 29 4
                                    

7. BÖLÜM ~ Hüznü Dünyayı Dolduran Adam

Haftalardır görmediğim Chan' i unutmamı sağlayan, yeni yıldan itibaren yağmaya başlayan kardı. Minnie ile kardan adam yapmış, kartoplarını mahallede gülüp oynayan diğer insanlara fırlatmış ve bol bol kar yutmuştuk.

Etraf o kadar güzel görünüyordu ki aklımda ne Suho' nun beni Chan' den uzaklaştırması vardı ne de Chan' in benden kaçması.

Geceleri bembeyaz örtüyle uyuyan Doğu sokakları filmlerden fırlamış gibi görünürken ve anılarım annemin sarı saçlarına asılı dururken o ikisini düşünmek çok saçmaydı. Ruhum beyazla birlikte yeniden nefes almaya başlamıştı ve solan baharlarım artık o kadar da önemli değildi.

Annem için yaşatmaya çalıştığım çiçeklerim, karlar altında kalmış gibi düşümek, onları yaşatmaya çalışmaktan çok daha kolaydı ve korkak ruhum yine en kolay yolu seçmekte tereddüt etmemişti.

Korkaklık kanıma işlemişti resmen.

Aşağıda yemek yiyen Büyükbabamın gür kahkahası kulaklarıma ulaşırken, Suho da ona eşlik etti ve saatlerdir kalkmadığım pencere dibinden ilk kez kafamı kaldırıp kapıya baktım.

Reed, Kai ve Sehun da aşağıdaydı ve birlikte yemek yiyorlardı. Saat benim evde olmamam gereken bir saatti ama dün gece karların içinde sokağın ortasında yatan bedenim, o kadar çok üşümüştü ki onu ısıtabilmek için yorganımla pencerenin dibindeki kalorifere ağaçta sallanan maymun gibi yapışmıştım.

Sıcağın ne olduğunu bilmeyen bedenim, karşılaştığı ısı dalgasıyla neye uğradığını şaşırsa da karşılaştığı şey bir süre sonra hoşuna gitmiş olacak ki saatlerdir burada kıpırtısız oturmama rağmen ağrıyan tek bir yerim bile yoktu.

Chan' nin aşağıda diğerleriyle birlikte olabilme ihtimali içimi kemirip dursa da beni gördüğünde geri dönen bir ruhsuz için hastalıklı bedenimi aşağıya indiremezdim. Suho sıcaktan kızarmış yanaklarımı ve alnıma yapışan saçları gördüğü anda dün geceyi kara gömülü geçirdiğimi anlar ve beni soğuk su dolu küvete sokana kadar rahat bırakmazdı. Onu endişelendirdiğim için Reed' in 'ölü aptal çocuk' temalı bakışlarına maruz kalmam yetmezmiş gibi bir de Büyükbabanın ne kadar aptal olduğumla ilgili homurdanmalarını dinlemek zorunda kalırdım.

Mutluluk kaynağım olan kaloriferle yaşamayı tercih ettiğim için kimse beni suçlayamaz.

Sıcaktan uyuşan bedenimi yatağa sürüklerken çoktan hücrelerim isyan etmiş, bir iple beni geri sıcaklık kaynağının yanına çekmeye çalışıyorlardı ama bedenimin fazlaca ısındığı göz ardı etmek aptallık olurdu.

Küçükken ateşim çıktığında ağzımı açsam ejderha gibi ateş püsküreceğimi söylemişti annem bir keresinde. Buna inanacak kadar çocuk olmam eski bir anının bir parçası hala bende demekti ama annemin ben hastayken bana söylediği şeyleri yapmam gerekiyormuş gini hissetmekten kendimi alamıyorum.

Ağzımı açıp bir şeyler söylersem ateş püskürecek, vücut ısımı düşürmezsem bir ateş topuna döneceğimi düşünmek sanki birazdan annem elinde soğuk bezlerle odaya girecekmiş gibi hissettiriyordu ve benim birazdan annem odaya girecekmiş gini hissetmeye o kadar ihtiyacım vardı ki yatağa bedenimi atarken gözlerim kapıya kaydı.

Tıpkı annem gittikten sonra babamın dönüşünü bekler gibi annemi bekledim.

Ölüm meleği onun dudaklarına soğuk ve cansız bir buse konduralı uzun zaman olmasına rağmen bekledim.

Monachopsis  || ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin