I. BÖLÜM ~ Gece Tarafından Korunan Çocuk
☆
Gecenin kol gezdiği sokaklar, evim gibi olmuştu yıllardır. Karanlıkta sokak lambalarının bile aydınlatmaya çekindiği Doğu mahallesi; dünyadaki her parlak ışığa inat karanlıktı ve gökyüzündeki yıldızlarla dalga geçer gibi karanlığını parlatıyor, içinde bulunan her şeyi saklıyordu.
Saat gece yarısını çoktan geçmişti ve evde olmadığımı fark edebilecek tek insan şu an da karanlık sokaklara karışmıştı.
Onun peşinden kendimi dışarıya atmıştım ancak o dümdüz ilerleyip sola dönerken ben tam tersi sağa dönmüş ilerlemeye devam etmiştim.
Karanlık sokaklar benim evimdi.
Çöpü karıştıran birkaç kediyi oturduğum kaldırım taşından izlerken, kedilerden biri olduğu yerde kulaklarını dikti ve çevrede benim duyamadığım sesleri dinlemeye başladı. Karanlık yüzünden renginden emin değildim ancak beyaz olduğuna dair içimde yoğun bir his vardı.
Kedi duyduğu her neyse umursamamayı seçmiş, karıştırdığı poşetin içine kafasını ve bedeninin bir kısmını yeniden sokmuştu. Diğer kedi bulduğu şeyleri yemekle meşguldü ve bende oturmuş, soğuk gecenin ayazına karşılık incecik olan kazağımla onları izliyordum.
Hava gerçekten soğuktu. Aralık ayının başında gelmesi gereken kar Aralık ayının ortasına gelmiş olmamıza rağmen gelmemişti ve bu beni üzüyordu.
Geçmiş bağlı olduğu zincirlere kurtulup karanlık bir sokakta tek başına kalmış küçük bir bedenin üzerine tüm gücü ile saldırırken, anneme dair karlı anılarım gün yüzüne çıktı ve üşüyen kalbim buz tuttu.
Annemi özledim. Dünya üzerindeki en basit ama en üzücü cümle bence buydu. Annemi özlemiş olmak ama onu görememek...
Esen rüzgar sokakların içindeki karışık kokuyu ciğerlerime doğru getirdi. Eve gitmem gerekiyordu. Yakında kimsesiz evde yeniden dolaşmaya başlayacak olan ayaklar eve ulaşacak ve beni göremediğinde deliye dönecekti. Herkese beni aramasını söyleyecek, beni kıyıda kalmış bu karanlık sokakta bulduğundaysa sinirden küplere binecekti.
Ağabeyim fazla evhamlı biriydi.
O kadar ki dışarıya çıktığımda eve geri dönebilmem için bana farklı yöntemler öğretmişti. Eğer gündüzleri dışarıya çıktığımda kaybolursam en yakındaki markete -ona göre marketler gündüzleri dünya üzerindeki en güvenli yerdi- girip birinden telefonunu isteyecek onu arayıp nerede olduğumu söyleyecektim. Eğer geceleri dışarıya çıkarsam ve evden fazla uzaklaşırsam, gökyüzündeki Kutup Yıldızı' nı bulacak ve ona doğru yürüyecektim. Kutup Yıldızı' na doğru doğruca yürüyerek, Doğu mahallesinin meydan kısmına ulaşacak oradan da evi bulmam daha kolay olacaktı.
Sokaktaki hayvanların, asfalt üzerinde bıraktığı seslere eklenen yeni ses, beyaz olduğunu varsaydığım kedi gibi dikkat kesilmeme neden olurken, ileride, benden yalnızca iki metre ilerideki sokaktan fırlayan beden koşmaya devam ederek ilerledi.
Beni görmeden daldığı sokak bir çıkmaz sokaktı ve adamın da bunu fark etmesi uzun sürmedi. Öfkeli bir homurdanma ile sokaktan çıkıp sokakların kesiştiği noktada durdu.
Acelesi vardı. Vücudundaki her bir eklem başka bir sokağa girip Doğu mahallesinin karanlığına karışmak için can atıyordu ancak belli ki bu kez karanlık ona ihanet ediyordu. Saklanabileceği tek bir yer vardı ve belli ki o bunu bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monachopsis || ChanBaek
FanfictionByun Baekhyun; ağabeyi Suho'nun asla evde tutmayı başaramadığı, sıkışıp kaldığı Doğu mahallesinde gece yürüyüşleri yapmayı alışkanlık haline getirmiş yaralı bir gençti. Bir gece yürüyüşün de karşılaştığı Park Chanyeol ise hayatını değiştirecekti. "G...