10. BÖLÜM ~ Gözlerine Yıldızlar Hapsolmuş Adam
☆
Doğu mahallesinin üzerine örtülmüş beyaz örtü giderek incelirken lacivert gökyüzünde de irili ufaklı yıldızlar kendilerini göstermeye başlamıştı.
Hava hala çok soğuktu ancak kar artık yağmayı bırakmıştı ve meteorolojiye göre gökyüzü yakında yağmura teslim olacaktı.
Mutlu günlerimin sonu da böylece gelmiş oldu.
Cebimde çalan telefonum Doğu mahallesinin boş sokaklarında yankılanırken elimdeki eldiveni dişlerimin arasına sıkıştırıp eldivenden kurtuldum. Kızarmış parmaklarım bordo renkli montumun cebine uzanana kadar telefon çoktan susmuştu ve pes edip yeniden eldiveni giymeye niyetlendiğimde yeniden çalmaya başlamıştı.
Minnie yazısını gören gözlerim telefonu açmak için uzanan hissiz parmaklarıma göz devirirken yattığım kar yığınının içinden kalktım.
Sırılsıklam olmuş bedenimi ağır ağır yerden kaldırırken Minseok neşe ile cıvıldadı.
"Baek." dedi neşe içinde. Zihnimde beliren görüntüsü benim de dudaklarıma sahipsiz bir gülümseme yerleşti.
Minseok' u hayal etmek zor değildi. Üzerinde yeşil tüylü battaniyesi ile yatağında karın üstü yatmış önündeki bilgisayardan Doctor Who fan sayfalarını karıştırırken yatağın kenarına koyduğu çikolatalı sütten yudumlar alıyordu.
Yakında Luhan ona bağırmaya başlayacaktı ve o da homurdanıp telefonu kapatmak zorunda kalacaktı.
"Sana uzun zaman önce söylemem gerekiyordu ama bir türlü fırsatım olmadı. Ben biriyle birlikteyim ve o çok tatlı biri."
Dudaklarıma yapışmış gülümseme Doğu mahallesini ısıtırken onun adına sevindiğimi fark ettim. Kaderimiz ne kadar zoraki yollarla kesilmiş olsa da Minseok iyi biriydi ve onun mutlu olması... Daha doğrusu birilerinin hayattan zevk aldığını görmek beni de mutlu ediyordu. Mutlu günlerin bir gün beni de bulacağına inanmamı sağlıyordu.
"Sen nerdesin? Yine dışarıdasın değil mi? Baek hava buz gibi ve gece yarısı olmak üzere. Hemen eve dön!" dedi öfkeyle.
"Bir şey kaybettim. Onu arıyorum."
Birkaç adım ilerimde geçen kediye uzanmak için hamle yaptım ama kedi hamlemi tahmin etmiş olacak ki atik bir hareketle ileriye doğru sıçradı.
Minseok' un öfkeli söylenmelerini dinlemek için fazla doluydum bugün ve telefonu yüzüne kapatmaktan herhangi bir rahatsızlık hissettiğim de söylenemezdi.
Minseok iyi biriydi. Gerçekten öyleydi ama kendine hyung olarak gördüğü Reed ondan benimle ilgilenmesini istememiş olsaydı benimle arkadaş olmazdı ve bu gerçeği biliyor olmak onunla aramda oluşacak o arkadaşlık bağının oluşmasını engelliyordu.
Ben ona bağlanmış bir kabaktım sonuçta. Kendi ağabeyim bile beni bir kabak olarak görürken Minseok' un bana samimi duygularla geldiğine inanmak aptallık olmaz mıydı?
Suho bile beni geride bırakmaktan rahatsızlık duymuyordu. Nasıl olur da bir gün beni bırakmayacağını düşünebilirim Minseok' un?
Lacivert gökyüzünde beliren anıları tutmak ister gibi parmaklarımı uzattım. Tutup atmak istiyorum onları zihnimden ve gözlerimin önünden. Belki bu şekilde daha az acı verirler bana.
![](https://img.wattpad.com/cover/83574718-288-k742204.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monachopsis || ChanBaek
FanficByun Baekhyun; ağabeyi Suho'nun asla evde tutmayı başaramadığı, sıkışıp kaldığı Doğu mahallesinde gece yürüyüşleri yapmayı alışkanlık haline getirmiş yaralı bir gençti. Bir gece yürüyüşün de karşılaştığı Park Chanyeol ise hayatını değiştirecekti. "G...