''Dünyanın ortasında tek başına kalmış bir hali vardı. Yalnız, yapayalnız.''
Yaşar Kemal
Keyifli okumalar !
Okulun açılmasının üzerinden iki hafta geçmişti. 5.dersin sonunda kıyafetlerimizi değiştirip spor salonundan çıkmıştık. Öğle arasına girecektik ve ben çok acıkmıştım. Yemeğe düşkün biriydim ve tok olsam bile bir şeyler yiyebilirdim. İtiraf ediyorum şimdi çünkü bende yiyip kilo almayanlardandım. Çok büyük bir şans değil mi ? Sınıfa çıkıp çantalarımızı koyup aşağı inecektik. Zil çalmadan aşağı inmemiz gerekiyordu. Yoksa diğer güzel insancıklar ışık hızında kantinde oluyorlardı . Hayır yani anlamıyorum kanat mı takıyorsunuz sınıftan çıkarken ? Neyse ki beden dersinin olduğu günler şanslıydık. Rahat bir şekilde yemek alıp afiyetle yiyebiliyorduk.
Çantalarımızı koyup aşağı inmiş ne yiyeceğimize karar veriyorduk. Kahretsin ! Bugün zamanı ayarlayamamıştık belli ki. Zil çalmış ve bu güzel insancıklar ahırdan boşanırcasına kantine akın etmişlerdi. Bu kargaşaya anlam veremeden kendimi sıranın en arkalarında bulmuştum. Neler oluyordu yahu ?
Durun, sakin olun ! Benim gördüğümü sizde görüyor olmalısınız. Bunlar neydi böyle ? Bunlar erkekse , diğerleri neydi ? Acunun bir sözü vardı bilir misiniz ? İşte tamda onu geçirdim içimden.
Geniş omuzlarından, yapılı vücutlarından alacağım yemeği göremiyordum yahu ! Masal ve Nehirle anlık göz göze gelip önümüze dönmüştük. Ne demek istediğimizi bakışarak anlatmıştık birbirimize. Böyle arkadaşlar edinin. Konuşulmaya müsait olmayan ortamda bir bakışlarınız yeterli olmalıdır. Masal benim oturduğum sıranın yan tarafında oturuyordu. Sıcakkanlı , cana yakın birisi olduğundan yanımdan ayrılmamış , sürekli benimle vakit geçirmişti. Masal sarı saçlı , yeşil gözlü, ideal boyda bir kızdı. Bakışlarıyla her erkeği etkileyebilirdi. Nehir de aynı şekilde sıcakkanlı, cana yakın biriydi. Derste kaçamak yapıp sohbet ediyorduk. O da benim ön sıramda oturuyordu. Nehir siyah saçlı , açık kahve gözlü ve upuzun kirpikleri olan biriydi. Allah'ım arkadaşlarım çok güzellerdi !
Sıranın gelmesini beklerken önümde duran çocukları inceliyordum . Uzun boylu, geniş omuzluydular. Duruşları her kızın ilgisini çekebilecek cinstendi . Zaten bütün gözlerin onların üzerinde olmasından anlaşılıyordu. Etrafa göz gezdirdiğimde anlamıştım. Baştan aşağı süzdüğümde yüzlerini merak etmiştim. Şu durumda göremeyeceğime göre düşüncelerimden sıyrılıp kızlara dönmüştüm. Nehir aramızdaki sessizliği bozan kişi olmuştu.
" Ne yiyoruz kızlar ? Ben çiğ köfte yiyeceğim. "
" Bende çiğ köfte yiyeceğim. " Diyerek araya girdi Masal.
" Köfte patates yemek istiyorum bende. " Demiştim.
Nehir boş bulduğu yeri görür görmez gidip yemeğini söylemişti. Bu haline kıkırdamıştım. Masal sıkıntıyla oflayıp etrafına bakınmıştı . Tişörtümü düzeltirken kulağıma gelen sesle duraksamıştım.
"Bizede bir şeyler alır mısınız ?"
Masal'ın konuşmasıyla hızla kafamı kaldırmıştım . Bu kız ne diyordu böyle ? Kime diyordu ? Dikkatlerini çekmiş olmalıyız ki önümüzde duranlardan iki tanesi kafasını çevirmiş bize bakıyordu. Kahretsin ya ! Rezil olmuştuk resmen. Ah be Masal neden böyle şeyler yapıyorsun kızım ya ? Geniş omuzlu esmer çocukla göz göze gelmiştim. Sert bakışlarıyla bunlar ne diyor der gibi bakıyordu. Utancımdan gözlerimi önüme çevirmiştim. Ne yapacağımı bilmiyordum . Kim bilir neler düşüneceklerdi hakkımızda. Yemeği almadan hızla kantinden çıkmıştım. Aç kalacaktım ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavuşamadığım
Novela JuvenilHayatta asla istemediğim bir durumdu iki erkek arasında kalmak. Şimdi anlıyorum ki başımıza gelmeden gitmezmişiz bu dünyadan.. Seni seveni mi ? Kendi sevdiğini mi ?