K |12|

262 112 99
                                    

Keyifli  okumalar ! 

''Neden sancılar eksik olmaz , iyi insanların yüreğinden ?''

Nazım Hikmet



Yorucu bir haftadan sonra sonunda sınavlarımız bitmişti. Yılbaşı haftasında girdiğimiz dersleri hocaların sınav okuma yoğunluğundan dolayı bazen dolu , bazen boş geçiriyorduk. Bugün cuma günüydü. Şansımızın olmadığı buradan da belli oluyordu. Yeni yıla bu gece girecektik ve ertesi gün hafta sonu tatiliydi. Bize yarayan hiçbir şey yoktu. Bir günde olsa o tatilin sevinci başka oluyordu ama bu sene bize denk gelmemişti. Bunun üzüntüsünü yaşarken bir yandan iyisiyle kötüsüyle geçirdiğimiz 2016 yılını geride bırakıyorduk. Bu yılda yaşadıklarım gözümün önünden film şeridi gibi geçerken her yıl olduğu gibi bu yılda benim için aynıydı. Ta ki bu yılın sonlarına doğru hayatımdaki değişiklikler olana kadar.  Başka bir şehre , başka bir okula gelmiştim. Yeni ortamlar görmüş , samimi arkadaşlıklara şahit olmuştum. En önemlisi de âşık olmuştum. Bu yılın en anlamlı durumuydu benim için. 

'' Ne var yani çekiliş yapsaydık. Hiç sevmem uyumsuz sınıf arkadaşlıklarını. Saçmaymış , hediye almak için uğraşamazmış. Ne anlarsınız siz eğlenceden.'' Masal her zamanki gibi şimdi de söylenecek bir şey bulmuştu. Sınıf öğretmenimizle konuşup yılbaşı çekilişi yapmak istemiştik. Ama sınıftaki arkadaşlarımız çoğunluğu kabul etmediği için iptal olmuştu geri. Sanki anlaşmışlardı ve bilerek yapıyorlardı. Masal'a hak veriyordum. Sıkıcı ve uyumsuz sınıf arkadaşlıklarını sevmezdim. Güze anılar biriktirmek yerine nemrut suratlarıyla etrafa ateş ediyorlardı.

'' Boş ver ya. Bir dahakine biz kendi aramızda hediyeleşiriz. '' Diyerek Nehir girmişti araya.

'' Neyse ya önemli değil. Ben yeni yıla Efeciğimle beraber gireceğim, önemli olan bu. Çok iyi değil mi ? '' Onun adına sevinsem de burukça gülümsemiştim. Aklıma Doğuş'un bu akşam dışarı çıkacağı gelmişti. Belki fikrini değiştirip çakma kızılı da yanında götürürdü. Sevgilisi olanlar için yeni yılların anlamı bir farklı olacaktı. Üzülüyor muydum ? Her zamanki gibi. İçimdeki acıyı tarif edebiliyor muydum ? Hayır.  Ama yaşıyorduk işte bu hayatı. Herkes şanslı olamıyordu tabii. Bazıları mutluluğun kıymetini bilmeyip daha çok isterken , bazıları da mutluluğun kırıntılarını aramak için kendilerini feda ediyorlar. Adaletinin ellerinden öpeyim Dünya.

Kafamı bahçeye bakan pencereye çevirmiştim. Havada hüzün vardı sanki. Havanın böyle olması daha çok üzerdi beni. Kendimi daha yalnız , daha mutsuz hissederdim. Beni üzen şeyler bir insan ya da aile olmuyordu bazen. Havalar böyle olduğunda bile üzülürdüm ben. Öyle bir çıkmazın içine girmiştim ki hayatımın pusulasını kaybetmiş , ne yapacağımı bilmez bir hale gelmiştim. Bana yol gösterecek birileri yoktu. Bu hayatta tek başıma savaş veriyordum. Anlatsam duygularımın abartı olduğunu düşünecekti insanlar. Kimseye dökmeye niyetim yoktu içimi , zor sığdırmıştım zaten.

Zilin çalmasıyla aşağı inmek için sınıftan çıkmıştık. Kızlar lavabodaki işlerini hallettikten sonra merdivenlerden iniyorduk. Yiğit'i görmemle birlikte genişçe gülümsemiştim. Göz kırpıp gülümseyerek karşılık vermişti. Onlara yaklaştıkça bize doğru geldiğini görmüştüm. 

'' Kumsal işin yoksa bizimle takılsana.'' Kızlara baktığımda Masal hayır dercesine bakıyordu. Nehir ise ben karışmam der gibi. Daha fazla bekletmeden kızlara gelmeyeceğimi söyleyip Yiğit'in durduğu kaloriferin oraya geçmiştim. 

'' Ee anlat bakalım neler yapıyorsun ? ''  

'' Hiçbir şey yaptığım yok. Sürünüp gidiyoruz. '' Söylediğime küçük bir kahkaha atmıştı.

KavuşamadığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin