K |19|

48 8 7
                                    




Merhabalar, sizi bu kadar çok beklettiğim için tekrar özür dilerim.

Desteğinize çok ihtiyacım var.


Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyor olacağım *-*



"Onu en çok seven, ona en çok düşkün olan;şimdi onu en çok kaybedendir."

Nietzsche


Keyifli okumalar !








Neden her defasında aynı şey oluyordu ?


Gözlerimi açtığımda Doğuş'un koluna yapmış Hande'yi görüyordum. Ona çakma kızıl demek gelmiyordu artık içimden. Bu kız buraya ne ara gelmişti ?
Her şeyin farkına varmış, bu yüzden Doğuş'un konuşmasını engellemişti.

''Devam et aşkım, sözün yarım kalmıştı. 'Ama ben seni' diyordun en son.'' Doğuş'a biraz daha sokularak gözlerinin içine bakmıştı.

Bedenim kas katı kesilmiş bir vaziyette duruyordum. Vücudumdaki sıcaklık kulaklarımı, yanaklarımı kavuruyordu. Biraz daha bu durum devam ederse bayılacağımı biliyordum. İkisinin buradan çıkıp gitmesini istiyordum.

Gözlerime hâkim olamıyor, öylece Doğuş'a bakıyordum. O kızın kolundan çıkmasını bekliyordum. Bunu yapabilirdi, onu sevmiyorsa beni seviyorsa bunu yapabilirdi.

Çaresizce gözlerinin içine bakıyordum, bir duygu yakalamak için gözlerimi gözlerinden ayırmadan bakıyordum. Seven insanın önünde dağ durmazdı, öyle değil mi ?

Hande'nin kolundan çıkıp bana doğru bir adım atmıştı. Göz ucuyla Hande'ye baktığımda yüzünün düştüğünü fark etmiştim.

Kalbim yerinden çıkacaktı sanki. İçimi mutluluk kaplamıştı. Gülümsememe engel olamıyordum. Hande'nin kolundan çıkıp bana doğru gelmesi beni mutlu etmişti. O da beni sevdiğini söyleyip bu konu açıklığa, bende Doğuş'a kavuşmalıydım.

Boğazını temizleyip hafifçe yutkunmuştu. Gözlerini gözlerime sabitleyerek konuşmaya başlamıştı.

'' Ama ben seni sevmiyorum Kumsal.'' Duyduğum cümleler beynimin içinde yankılanıyordu. Ama ben seni sevmiyorum Kumsal. Bana beni sevmediğini söylemişti. Beni sevmiyordu. Bana aşık değildi. Onun sevdiği ben değildim.

Sözü bittiğinde arkasını dönüp Hande'nin elini tutmuştu. Bir kere daha hayal kırıklığına uğrarken gözyaşlarımı geri göndermeye çalışıyordum.

Biraz sabretmeliydim, onlar buradan çıkıp gittiğinde bağıra bağıra ağlayacaktım. Bunu hak etmiştim.

Niye seviyordum ki ? Neyini seviyordum ? Her defasında canımı yakan insanın neyini seviyordum. Hande'yi seviyordu işte. Ondan başkasını hayatına almak istemiyor, benim duygularımla oynuyordu. Bir iyi bir kötü davranıyordu. Dengesizdi. Sevgisine sahip çıkamayan cesaretsiz biriydi. Başkasının dediğiyle hareket eden, kendi fikirlerini ortaya koyamayan korkağın tekiydi. Hande yokken başka biri, Hande varken başka biri oluyordu. Bu nasıl birine sadık kalabilir, o insana değer verebilirdi ki.

Ondan vaz mı geçmeliydim bilmiyorum. Bu hep böyle devam edecekti. Hande'nin peşinden ayrılmayacak, benim duygularımla oynayacaktı. Ben kendisi için sadece bir heyecandan ibarettim. Bazen duygu yoğunluğu yaşıyor, farkına vardığında geri çekiliyordu. Hande'yi sevmiyorum deyişleri yalandı. Kimse sevmediği birine bu kadar zaman katlanamazdı. Aralarında bir bağ vardı ve bu kopmuyordu.

Hata en çok bendeydi. Ne işim vardı sevgilisi olan biriyle. Tamam sevgilisinin olduğunu bilmeden sevdim. Peki öğrendikten sonra neden hâlâ bırakmıyordum peşini. Neden beni sevmesini bekliyorum. Bu yaptığım doğru değildi.

Böyle bir durumu ben olsaydım asla kabul etmezdim. Düşünmeden hareket ediyordum. Sevmek bu değildi.

Bizi sevmeyenin peşinden neden koşuyorduk ki, istemediğini bile bile. Bir umudumuz olsaydı eğer asla peşini bırakmazdık, pes etmezdik. Bazı insanlar imkansız olsa bile sevmekten vazgeçmiyor. Acısına üzüntüsüne katlanarak sevmeye devam ediyor. Sanırım en zor olanı da buydu.

Ne âşık olmak kolaydı, ne de aşkından vazgeçebilmek.

Ama bu neydi ? Sevgisine sahip çıkmayan birinin peşinden gitmek neyin nesiydi ? Ne kada doğruydu ? Doğuş'a açık açık sevdiğimi söylemiştim. Bu bile fayda etmemişti bana gelmesi için. Demek ki beni istemiyordu. Şu kapıdan benim değil, Hande'nin elini tutarak çıkmıştı.

Söylenen sözler boşuna değildi aslında. Kimseye kendinden daha çok değer vermemek gerekiyor. Sonunda değersizleşen sen oluyordun.

Elimi yüzümü yıkayıp spor salonundan çıkmıştım. Kantine doğru ağır adımlarla yürüyordum. Beni kendime getirebilecek tek şey sıcak çikolataydı. Sıra yoktu, hemen alıp çıkabilirdim. Hazırda duran sıcak çikolataya gözüm kaydığında tezgahın diğer tarafında duran ablaya seslenip parayı bırakmıştım.

Arkadan gelen sesle duraksamıştım.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen ? Onu bana sevgilim almıştı.'' Sesin kime ait olduğunu çok geçmeden anlamıştım. Kim olsa hemen anlardı. Bu sese tahammül edebilmek insan işi değildi. Hande'nin çemkirmesiyle tamamen ona dönmüştüm.

''Ne bakıyorsun öyle, sana diyorum. Ver bana o elindekini.'' Kendisine açıklama yapacağımı falan zannediyordu. Etrafa kısa bir bakış atıp yakınımda olan çöp kovasına doğru yaklaştım.

Hande'ye bakması için işaret ettiğimde hızlıca çöp kovasına bırakmıştım elimdeki bardağı.

''Bir dahakine sahip çık böylece sevgilinin aldığı içecekte çöpe gitmemiş olur.''

Sinirle ayağını yere vurup dişlerini sıkmıştı. Konuyu daha fazla uzatmadan kantinden çıkmıştım.

Bundan sonra daha farklı hareket edecektim, ondan vazgeçmeyecektim ama o öyle bilecekti. Canımı acıtmasına izin vermeyecektim. Tıpış tıpış ayağıma geleceği günü sabırsızlıkla bekleyecektim. Çünkü hepimiz biliyorduk Hande'yi sevmediğini.

Oyunu kuralına göre oynayıp, kendisi gibi karşılık verecektim.











Bundan bölümü kısa tuttum sizi daha fazla bekletmemek adına, bundan hemen sonra yeni bölüm gelecek.



(Bana destek olan herkesin yakınımda olduğunu hissetmek, sizinle sohbet etmek istiyorum. Bana özelden sosyal medya hesaplarınızı yazarsanız kişisel hesabımdan takip etmek isterim.)


Kendinize güzel bakın !

KavuşamadığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin