Keyifli okumalar !
''Kendime bir dünya kurmaya çalışıyorum. Biliyorum aranızda yerim yok. Ne olur beni kendi halime bırakın.''
Mustafa Kutlu
25.12.2018
Bu tarih burada kalsın. Zamanı geldiğinde öğreneceğiz ne olduğunu.
Gördüğümüz kişi Okan'dı. Sadece Okan'ı değil, yanında da bir kız görüyorduk. Buna bu kadar şaşırmamızın nedeni şu ki Okan'la yanındaki kız tek vücut olmuş bir hâlde yürüyorlardı. Bir kız arkadaşla bu kadar samimi olunmayacağını hepimiz biliyorduk. Resmen sevgili profilindeydiler. Okan beni görür görmez yanındaki kıza daha çok sokulmuştu. Ağzıma gelen kusma isteğini geri gönderip birbirine yılışan bu çifte bakmıştım bir süre daha. Okan gevşek bir tavırla yanındaki kızın yanağından öpüp makas almıştı. Bu ne rahatlıktı ? Okulda olduklarının farkında değillerdi.
Okan'la dünkü konuşmamızda kendimi kötü hissetmiştim. Konuşurken zorlanmıştım. Kalbini kırmaktan çekinerek özenle kurmuştum cümlelerimi. Bugün görmüş olduğum bu görüntüden sonra konuşmalarımın pek bir önem taşımadığını anlamıştım.Tam olarak kime güvenmek gerekiyordu bu hayatta ? Bu iyi diyebileceğimiz kimseler olmayacak mı ? Hep hayal kırıklığına mı uğrayacaktık ?
''Ölüyorum, seviyorum diyenlere inanmayacaksınız kızım. Diyenleri de gördünüz işte.'' Sinirle konuşmuştu Nehir.
''Kumsal, hani seviyordu bu çocuk seni.''
''Bilmiyorum kızlar, bende şaşkınım.'' Şaşkınlığım Okan'ın şu an ki haliydi. Onu az çok tanıyordum ve böyle bir şey yapacağını hiç düşünmemiştim.
Bütün erkekler böyle miydi, reddedilince kendilerine yediremeyip koluna bir başkasını mı takıyordu? Bu ne biçim bir durumdu böyle ?
Yaşadıklarımızdan, yaşayacaklarımızdan birçok dersler çıkaracaktık. Her yaşanılan bize bir ders verecek, iyi ki yaşamışım dediğimiz durumların sayısı beş parmağımızı geçmeyecekti. Çoğunlukla yaşadıklarımızdan bir ders aldık diyecek, bir gün mutlu olup beş gün üzülecektik. Hayat tam olarak bu değil miydi ? Kaşıkla verir, kepçeyle alırdı. Mutlu ederken sinsice güler, mutluluktan havalara uçacakken hiç beklemediğimiz bir anda kanadı kırılmış yaralı bir kuşa çevirirdi. Sen, ben, biz.. Hepimiz mutluluğu hak ederken, hiç hak etmeyenlerin bizim mutsuzluğumuzla mutlu olduğunu görecektik. Bu yazılanlar bir çırpıda okunurdu elbet ama her kelimenin ağırlığı altında ezilip kalacaktık yıllarca.
Masal'ın dürtmesiyle kendime gelmiştim.
''Ne bekliyoruz ? Hadi çıkalım artık. Gözlerimin bu rezalete daha fazla şahit olmasını istemiyorum.'' Diyerek karşısındaki kişilere küçümseyici bakışlarını yollamıştı.
Kafamı olumlu anlamda sallayıp merdivenlere doğru yönelmiştik. Diyecek bir şey yoktu. Herkes her şeyi yapmakta özgürdü. Sen beni seviyordun, başkasıyla nasıl sevgili olursun diyecek hâlim yoktu. Herkesin yolu layığına açık olsundu. Kimseye zorla sevdirecek değildik kendimizi.
''Bu erkeklerdeki genişlik bizim bahçeli evde yok.'' İstemsizce gülmüştüm Masal'ın söylediğine.
''Bir kalpte iki aşk olmaz kardeşim. Sevecekseniz adam gibi sevin işte. Ne kasıyorsunuz ?'' Nehir'in anlık sinir patlamasına şaşkınca bakmıştık. Bu tarz konuşmalarda fazla yorum yapmazdı. Bugün fazla sinirlenmişti yaşanılanlara.
''Sakin ol Reis. Ne bu şiddet, bu celâl ?''
''Dalga geçmeyi kes Masal. Bir şey konuşuyoruz bende düşüncelerimi dile getirdim.'' Masal umursamazca omuzlarını havaya kaldırıp sınıfa giriş yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavuşamadığım
Novela JuvenilHayatta asla istemediğim bir durumdu iki erkek arasında kalmak. Şimdi anlıyorum ki başımıza gelmeden gitmezmişiz bu dünyadan.. Seni seveni mi ? Kendi sevdiğini mi ?