Bu bölümü @FundaeymaKse 'ye ithaf ediyorum. :)
Keyifli okumalar !
''İnsan zor bir ulustur, kendi evinde yaşar.
Isınmaz neler yaksa, bir odası soğuksa.''
Özdemir Asaf
Olmuyordu işte. Niye zorluyordum ki. Sevilmek zorunda değildim. Bile isteye imkansıza koşuyordum. Bundan şikayetçi değildim ama bazı şeylerin göz önünde olması beni yoruyordu. Beni sevmemesini kaldırabilirdim ama sevgilisinin olmasını kaldıramıyordum. Birbirlerini sevmiyorlardı. Bunu herkes biliyordu ama Doğuş bunun farkında değildi. Ayrılmalarını istiyor muydum ? Evet. Bunun imkanı yoktu. Doğuş'un yaptığı son paylaşımlar bunu destekliyordu. Kendimi kötü hissetmiyordum. Kimseyi ayırmak gibi bir düşüncem de yoktu. Sevgilisinin olduğunu öğrendiğimden beri onları etkileyecek kötü hiçbir şey yapmamıştım. Yapamazdım. Bu doğru olmazdı. Her seven sevilmiyordu zaten. Öyle olsaydı mutsuz insanlar ya da acı içinde yaşayıp gidenler olmazdı değil mi ?
Cuma gününden beri yataktan ihtiyaçlarım dışında çıkmamıştım. Ekran görüntüsünü aldığım yazıya bakıp bakıp ağlamıştım o gece boyunca. Yeni yıla girişim baya ekşınlı olmuştu. Heyecanla açtığım storyler hüsranla sonuçlanmıştı. Bu kadarını beklemiyordum. Gerçekten bu kadar çok seviyor muydu ? Melis'in söyledikleri doğru değil miydi ? Hırs için yaptığını söylemişti çakma kızılın. Şimdi ne değişmişti ?
Telefonuma gelen bildirimle yüzüme düşen telefonumu acıyla kaldırmıştım. Hep böyle olmalıydı hep! Rehberimde kayıtlı bir numara olmadığını sadece numaranın görünüyor olmasından anlamıştım. Bu kimdi şimdi ? Küçücük burnumdan akan sümüğü burnum koparcasına geriye doğru çekerken üst bildirimlerden gelen mesajın ne ile alakalı olduğuna bakmıştım. Sadece adım yazıyordu. Tövbe bismillah. Sadece adımın yazılı olduğu mesajlarda gerildiğim doğrudur.
Cevap vermeli miydim ? Ya sapıksa ? Direkt engel atmalıydım. Bir cevap yazsam ne olurdu ki ? Okuldan birileri beni işletiyorsa ? Aman ne olacaktı sanki . Alt dudaklarıma dişlerimi geçirirken bir kaç tahmin daha yürüterek mesajı açmaya karar vermiştim. Bu merakım yüzünden başıma bir gün iş gelecekti. Hadi hayırlısı.
Whatsapp'a girdiğimde mesaj atan kişinin profil fotoğrafı yoktu. Tedirginliğim artarken elim durmuyordu. Cevap yazmakta ısrarcıydım. Mesajı tekrar okumuştum.
055* *** ** ** : Kumsal.
Çok geçmeden yazılan mesaja cevap vermiştim. Kim olduğunu merak ediyordum.
Kumsal : Efendim ?
Sanki arkadaşım mesaj atmıştı. Bu ne samimiyet ? Kimsin falan der insan.
055* *** ** ** : Nasılsın ?
Beni tanıdığı belliydi ama kim olduğu hakkında ufacık bir fikrim yoktu. Normal biriymiş gibi konuşmaya devam ediyordum.
Kumsal : İyiyim sağ ol.
055* *** ** ** : Tanıdın mı beni ?
Nereden tanıyacağım acaba ? Fotoğrafı bile yoktu.
Kumsal : Hayır. Kimsin ?
055* *** ** ** : Ortaokuldan Berkay. Numaramı mı sildin ?
Oha ! Yok artık ! Bu gerçek olamaz. Hiç kimseyle konuşmayan , sarışın uzun boylu ela gözlü Berkay mıydı bu ? Vay anasını ! Bunun benimle ne işi vardı ? Çirkinim diye beni aşağılayıp arkadaşlarının arasına almazdı. Çünkü o yanında güzel kızlardan başka kimsenin olmasını istemezdi. Dış görünüş onlar için önemliydi. Bu yüzden beni yanlarına yakıştırmazlardı. Bak aklıma geldi üzüldüm yine. Hep kalbimi kırardı. Sırf onunla arkadaş olmak için ödevlerini yapardım. Geçiştirmek için gülümser sonra hiç tanımıyormuş gibi yapardı. Çocuk aklı işte. Her şey yapmıştım o zamanlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavuşamadığım
Teen FictionHayatta asla istemediğim bir durumdu iki erkek arasında kalmak. Şimdi anlıyorum ki başımıza gelmeden gitmezmişiz bu dünyadan.. Seni seveni mi ? Kendi sevdiğini mi ?