stay alive ⸸ markhyuck

kalbim eridi eriyecek

⚠ bölümün sonlarına doğru birazcık smut var ⚠

‹mark pov›

Yatağımda hareket eden bir şeyi hissetmemle gözlerimi açtım. Yalnız uyumaya ve yine aynı yalnızlıkla uyanmaya alışıktım ama bu hareketler rahatsız edici değildi.

Gözlerimi açtığımda Donghyuck karşımdaydı. Kollarımın arasından çıkmıştı ve arkası dönüktü ama yine de çok yakınımdaydı.

Yüzümü saçlarına yaklaştırıp öptüm ve hafifçe doğrulup yüzünü izlemeye başladım. Huzurlu görünüyordu, dün gece uykuya dalarken de böyleydi.

Muhtemelen ilk defa bu kadar çok alkol aldığı için bir süre daha uyanmayacaktı. Bu işime gelmişti çünkü onu uyurken izlemeyi seviyordum.

Bir süre onu izleyip, saçlarını sevip, yüzüne ve boynuna öpücükler bıraktıktan sonra kalktım. Onu izlemek çok daha cazip geliyordu ama daha duş alıp kahvaltı hazırlamalıydım.

Hızlı bir duştan, Donghyuck'un üzerinden dün çıkardığım kıyafetleri çamaşır makinesine attıktan ve dün şarjı bitmiş olan telefonunu şarja taktıktan sonra mutfağa gidip yine hızlıca bir şeyler hazırladım.

Elimde tepsiyle yanına gittiğimde hala uyuyordu ama saat de 9'u 10 geçiyordu, artık uyanması gerekti. Yanaklarını severken adını seslendim.

"Donghyuck. Bebeğim uyan artık."

Yine mırıldanmaya başlamıştı ve bu haline karşı koyamıyordum. Hafifçe sarstım.

"Güzelim kalkman gerek."

Gözleri hafifçe aralandı.

"Minhyung..."

Adımı mırıldanarak söylemişti.

"Şimdi ben sana nasıl karşı koyacağım?"

"Mmmh..."

"Donghyuck durman gerek!"

"Babacığım..."

Gözleri kapalıydı. Hala rüyada olabilirdi sanırım, hiç de kendindeymiş gibi değildi.

"Beni kandıramazsın, hemen uyan." derken daha çok sarstım. Bu sefer hafiften ayılmıştı. Çok kısık bir sesle konuştu.

"Bana sarılır mısın?"

Bu çocuk gerçekten beni sınıyordu. Bu kadar tatlı olması kalbime hiç iyi gelmiyordu çünkü.

"Gel bakalım."

Ben onu hafifçe kaldırıp sarmalarken o ellerini göğsüme yaslamıştı. Sanki kollarımda daha da küçülmüştü.

"Minhyung..."

"Efendim güzelim."

"Sabah mı oldu?"

"Evet bebeğim, kahvaltın hazır."

Dudaklarının ucundaki boynuma öpücük konudur hafifçe.

"Sen mi hazırladın?"

"Hm."

"Hani ben sana hazırlayacaktım?"

"Sen dün gece çok yorulduğun için ben hazırladım bebeğim."

"Seviştik mi dün gece?"

Güldüm. O kadar saf bir sesle sormuştu ki kalbim eriyormuş gibi hissetmiştim.

"Çok mu yoruluyorsun seviştiğimizde?"

Gülerek sormuştum.

"Birazcık."