liu yangyang: ah bunu sabahtan beri 6 kere sordun evet iyi beni diğer arkadaşlarıyla tanıştırdı beraber yemek yiyoruz şu an
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
mark lee: fotoğraf için teşekkürler ona dikkat ettiğin için de akşam gelip sizi alacağım
liu yangyang: ona tabi ki de dikkat edeceğim o benim arkadaşım biliyorsun neyse akşam görüşürüz (12:47)
🩹🩹🩹
mark lee: neredesin? (14.12)
na jaemin: toska'dayım yanıma gelme, jeno sinirli tatsızlık çıkmasın
mark lee: jeno ya da siniri umrumda değil çantayı nereden alacağım onu söyle
na jaemin: az sonra arka kapıdan çıkacağım peşimden gel, araba arkada
mark lee: tamamdır (14.21)
🩹🩹🩹
Jaemin, sinirli olduğu barın öbür ucundan belli olan sevgilisinin yanından kalkmadan önce kulağına bir şeyler fısıldadı. Jeno kafasını sallamakla yetinmişti. Bana bir bakış atan Jaemin, mesajında söylediği gibi arka kapıdan çıkınca ben de ayaklandım. Jeno'ya görünmeden peşinden gittim.
Jaemin dediği gibi arka tarafta, arabanın yanındaydı. Bagaj kapısı açıktı. Yanına gittim.
"Bunu ayarladığın için teşekkürler."
"Senin için değil Hyuck için yapıyorum."
Sadece kafamı salladım ve bana küçük bavulu uzattı. O tekrar bara girerken ben arabama ilerledim.
Dün gece, Donghyuck'u evime götürüp yatırdıktan sonra Jaemin mesaj atmıştı.
Jaemin ile birbirimizi Jeno'dan daha uzun zamandır tanıyorduk ve her ne kadar araya mesafe girmiş de olsa birbirimize güvenebileceğimizi biliyorduk. Jeno'nun aksine Hyuck'la olmam onu rahatsız etmemiş, aksine sevindirmişti.
Bu yüzden de Donghyuck'un kitaplarını ve birkaç kıyafetini bana vermek için ayarlamıştı. Bu hareketiyle Donghyuck'un bir süre bende kalacağı kesinleşmişti de.
Bu sabah yine ondan önce kalkıp uykulu haline tanık olmuştum ve sadece ikinci sefer olmasına rağmen onun yanında uyanmaya alıştığımı hissediyordum.
Dün gece o kadar ağlamasına rağmen sabah gülerek uyanmıştı. Dün akşamdan sonra daha durgun olur sanıyordum ama gayet iyi gibiydi. Jeno'nun konusunu açmak istediğimde de konuyu değiştirmişti.
Onu okula bıraktıktan sonra dün numarasını aldığım Yangyang'a mesaj atmıştım, gün içerisinde onu kontrol edecekti.
Jaemin'den Donghyuck'un eşyalarını aldıktan sonra arkadaşlarımın yanına gittim. Henüz dersleri bitmemişti.
🩹🩹🩹
mark lee: güzelim kapının önündeyim (16.24)
apricity: ah 5 dakika geleceğim (16.25)
mark lee: arkadaşın gelmeyecek mi?
apricity: yang mı? hayır o ve renjun beni bırakıp date'e çıktılar yalnız kaldım
mark lee: daha bugün tanışmadılar mı?
apricity: daha bugün tanıştılar evet ve resmen bayıldılar birbirlerine renjun son dersi astı ki bu cidden nadir bir şey
mark lee: hahahah iyi anlaşmaları güzel ve merak etme, ben seni bırakmayacağım yalnız da kalmayacaksın
apricity: sen bu konuda güvendiğim tek kişisin zaten... ah neyse ders bitti geliyorummm (16.30)
🩹🩹🩹
‹nomin›
Jaemin yalnız büyümüştü. Uyumlu biriydi ama özgürlüğüne de çok düşkündü. Ve gerçekten çok tatlıydı.
Jeno'nun onunla ilgili düşündüğü ilk şeylerden biri buydu. Pembe saçlı çocuk tatlıydı, tatlı gülüyordu. Jeno onunla konuşmak istedi, tatlı çocuk kendisine gülsün istedi.
Bu tatlı çocuğun kim olduğunu sordu önündeki barmene.
"O burada çalışıyor."
Jeno artık o barın kendisini o kadar da sıkmadığını fark etti. Tatlı pembe saçlı çocuğu görmek için, oraya gidip duruyordu. Her zaman gülen yüzü, Jeno'yu sakinleştiriyordu...
🩹🩹🩹
arkadaşlar merhaba bölüm attım, çok kısa oldu, bu yüzden şimdi pıtı pıtı koşarak kaçıcam. beğenmedim ben bu bölümü ama buuuuuu
evet doğru bildiniz
bu geçiş bölümüydü 🤩
eeeee nasılsınız?
1k okunmayı geçmiş kitap... hayatımda ilk defa böyle bir şey geldi başıma dkfovıdkdkdvıgkd
