sana, ona bağırma dedim

1.1K 99 130
                                    

‹hyuck pov›

Aşırı gerginlikten tırnaklarımı kemirmek üzereydim ki Minhyung elimi dudaklarına götürüp öptü. Yangyang'ın evden çıkmasını bekliyorduk. Elimi öpmesi içimi sıcacık yaparken ona döndüm.

"Bir şey olmaz, değil mi?"

Elini boynuma götürüp okşamaya başladığında istemsizce mırıldanmaya başladım. Bunu engelleyemiyordum ve Minhyung bu gün boynumu o kadar çok okşamıştı ki fark edecek diye korkuyordum.

"Rahatla biraz. Jeno beni az da olsa tanıyor."

İç çektim.

"Sorun da burada ya zaten. Seninle nasıl tanıştığımı soracak!"

Güldü ama bir saniye sonra ciddileşti. Bu ciddiyeti korkutucu olabilecek kadar sertti.

"Kimsenin seni hiçbir yere göndermesine izin vermem Apricity. İçin rahat olsun."

"Sana o kadar güveniyorum ki... İçim gerçekten rahatladı ama ne yapacaksın beni göndermek isterlerse?"

Düşünüyormuş gibi yaptı.

"Seni kaçırırım ve evlenirim."

Gözlerim kocaman açıldı. Evlilik mi? Cevap bile veremeyecek kadar şaşırmıştım çünkü çok ciddi söylemişti. Gerçekten benimle bu kadar ciddi miydi?

Bakışlarımı görünce gülerek ekledi.

"Tabi ömrünün kalanını bu sıkıcı adamla geçirmek istersen."

Telaşla konuştum.

"Sıkıcı değilsin ki!"

"O zaman bir şansım var mı demek bu?"

"Gerçekten ciddi misin sen? Yani evlilik..."

Aslını söylemek gerekirse evlilikten nefret ediyordum. Evliliğe karşıydım. Evlilikten korkuyordum. Büyürken şahit olduğum tek evlilik annemle babamınkiydi çünkü...

Mark tam konuşmak için ağzını açmıştı ki arka kapı açıldı ve Yangyang kendini içeriye attı.

"Merhaba!"

"Ay Yangyang neden bağırıyorsun?"

"Gerginsin diye beni azarlamasan keşke Günışığım ve merhaba Bay Mark Lee. Donghyuck senden çok bahsetti."

Minhyung elini arkaya doğru uzattı ve el sıkıştılar.

"Merhaba, Donghyuck senden de bana çokça bahsetti."

Aslında çok da bahsetmemiştim yani ama Minhyung aşırı muazzam biri olduğu için beni kurtarmıştı.

"Hadi gidelim artık." diye huysuzlandım. Gergindim ve ne yaparsam hakkımdı.

Minhyung hızlıca saçlarımı karıştırdıktan sonra arabayı çalıştırdı.

"Jeno hyung'a mesaj atıyorum."

🩹🩹🩹

fullsun:
hyung
biz geliyoruz
bu arada tanıştıracağım kişi sevgilimdi
söylemeyi unutmuşum

🩹🩹🩹

"Attım ve telefonu kapattım."

"Buna gerçekten de gerek var mıydı Günışığım? Sırf meraktan soruyorum."

Sinirle kafamı ona çevirdim.

"Yangyang bak çok gerginim."

"Tamam sustum bile." diyip dudaklarına görünmez fermuarını çekti.

stay alive ⸸ markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin