silah sesi

537 51 9
                                    

‹mark pov›

"Sesini çıkarmayacaksın."

Elindeki silahı kameraya iyice yaklaştırdı.

"Kafasına sıkmamı istemiyorsan tabi ki."

Kafamı salladım. Elim kolum bağlıydı. Kendimden nefret ediyordum çünkü onu koruyamamıştım. Yine.

Hiçbir şey yapmıyordum. Nerede olduğunu bilmiyordum.

"Şimdi küçük kuzuyu uyandıracağım ve cezasını vereceğim. Çok fazla başı boş bıraktım. İyice zıvanadan çıktı."

Bu adam deli olmalıydı. Başka bir açıklaması olamazdı önümdeki manzaranın.

Babam bana Donghyuck'un kaçırılmasıyla ilgili ayrıntıları söyler söylemez Donghyuck'u aramıştım.

Onun bu saatlerde derste olması gerekiyordu. Okulunda, güvende olması gerekiyordu. Sabah kendim bırakmıştım, o arabadan inmeden yanağıma kelebek öpücükleri bırakmıştı. Akşam almaya gidecektim. Yanağıma kelebek öpücükleri bırakacaktı.

Aradığımda meşgule attı. Derste olduğu için sanmıştım ama bir dakika bile geçmeden beni görüntülü aradı. Aramayı yanıtladığımda karşımda o yoktu, babası vardı.

Lee Dongyeon. Gülümseyen yüzüne delilik serpilmiş gibiydi, gözleri şeytani bakışlarla parlıyordu. Arkasında ise koltukta kıvrılmış uyuyan Donghyuck görünüyordu.

Ellerimin titremesine engel olmuyordum. Telefonu bile tutamıyordum neredeyse ve karşımdaki adam fazlasıyla eğlenerek şovunu yapıyordu.

Telefonu bir yere bıraktı, odanın tamamını görebiliyordum. Yavaşça Donghyuck'un yanına gidip saçlarını okşadı. İçimdeki en ilkel yanım, o eli kırmamı söylüyordu.

Ben sinirden, ses çıkarmamak için dişlerimi sıkarken bir anda okşadığı saçları sımsıkı kavradı ve çekti.

Donghyuck çığlık atarak uyandı ve babasını görür görmez titremeye başladı.

"Sana, oraya gittiğinde evden bile çıkmayacaksın. İstemediğim hiçbir şeyi yapmayacaksın demedim mi?"

Donghyuck küçücük ellerini yüzüne siper etse de ağlamaya başladığını görmüştüm. Konuştuğunda sesi titiriyordu.

"B-baba..."

Cümlesini tamamlayamadan tekrar saçlarının çekilmesiyle acı dolu bir çığlık attı.

"Senden iğreniyorum. Benim oğlum olman bile inanılmaz. Pislik ibnenin tekisin. İğrençsin. Sen de o iğrenç sevgilin de iğrençsiniz. Önce seni öldüreceğim, sonra onun icabına bakacağım."

Kelimelerinin Donghyuck üzerindeki etkisi, bendeki etkisinin kat be kat fazlasıyıdı.

"L-lütfen!" dedi can havliyle "B-baba l-lütfen, ona bir şey yapma."

Gözyaşlarım ardı arkası kesilmez bir şekilde akarken aklıma gelen şeyle diğer telefonumu çıkardım ve Jeno'ya mesaj attım. Dongyeon'un ilgisi tamamen oğluna işkence çektirmeye yönelik olduğundan, Jeno'ya görüntülü aramanın fotoğrafını atıp, bir şeyler yaptığımı fark ederse Donghyuck'un canını daha çok yakacağını yazdım.

Bu sırada babası Donghyuck'a sertçe vurdu. Tokadın sesi içimi titretmişti.

"Seni kaçırtan da, dövdüren de bendim. Madem seni dövemiyorum, dövüldüğünü izleyeyim dedim ama bir süre sonra sıktı. Yoksa bırakmaya niyetim de yoktu."

Ekrana bakmak bana acı verirken biri kapıya tekme atarak içeri daldı. Jeno?

Ben ne olduğunu anlayamadan Dongyeon'un üzerine atladı ve yere düşmesini sağlayıp üzerine çıktı. Ona sert yumruklar atarken bağırıyordu.

"Seni bulamayacağımızı mı sandın? Mekan seçimin yanlıştı."

Ben onları izlerken Jaemin'in odaya girdiğini fark etmemiştim ama onun da hıçkırarak ağlayan Donghyuck'a sarıldığını görebiliyordum şimdi.

"Neredesiniz?" diye bağırmaktan alamadım kendimi.

Jaemin bana şirkette olduklarını söyledi. Bu pislik Donghyuck'u oraya götürüp, gerçekten bulamayacağımızı mı düşünmüştü onu?

Arabayı çalıştırıp oraya sürmeye başlamıştım ki vir el silah sesi geldi.

Silah sesi...

Yola bakmayı bırakıp telefon ekranına baktığımda Jaemin'in Donghyuck'a sarılmayı bırakıp Jeno'nun karnında gittikçe büyüyen kırmızı lekeye ellerini bastırdığını gördüm.

Sikeyim, silahı tamamen unutmuştum.

Kaza yapmamak için arabayı kenara çektiğimde Donghyuck'un titreyen eliyle yere düşmüş silahı aldığını gördüm. Babasına doğrulttu.

Dongyeon'un suratında ilk başta korkmuş bir ifade görünse de sonradan güldü, ki dağılmış suratıyla böyle gülmesi onu daha korkunç gösteriyordu.

"Beni vurabileceğini mi sanıyorsun? O kadar yüreğin yoktur senin."

Arabayı tekrar çalıştırdım.


herkesten özür dilerim KITAP IYICE KORKU GERILIM DEHSET bi sey oldu ama MARKHYUCK ETİKETİNDE #1 olduk bir ara VE 13K OLMUŞUZ gerçekten çok duygulandım AĞLIYORUM ABI çok teşekkür ederim okuyan, oy atan, yorum yapan herkeseeee

stay alive ⸸ markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin