Unprofessional Love | Destiel

Troubled Patient

Gülseren Budayıcıoğlu'na rakip geldim.. kırmızı odavari Destiel hikayeme hoş geldin😂!

Aranızda psikiyatri veya psikolojiye ilgisi olan varsa şimdiden söylüyorum, *yazar ne yaptığını bilmemektedir, eğlence amaçlı kaleme almıştır*

Keyifli okumalar!☘️

× × × × ×

🎶Bölüm şarkısı🎶
Olly Murs - Troublemaker ft. FloRida

× × × × ×

Kolumdaki saati kontrol ettim. 15:09 olduğunu gördüğüm zaman geriye doğru yaslandım. Saat 15:00'te burada olması gereken bir hastam vardı. Masamın üzerindeki notları serice kontrol ettim. Gelmeyeceğine dair bırakılmış bir not yoktu. Yine de emin olmak için sekreterimi aradım. İlk çalışta açmıştı.

"Merhaba Janice. Bugün alacağım son hasta bir not bırakmış olabilir mi? Çünkü 10 dakika önce burada olması gerekiyordu."

"Hayır, bay..."

"Selam bebeğim."

Sekreterimin lafını bölen ses bana kadar ulaşmıştı. İstemsizce kaşlarımı çattım.

"Janice, her şey yolunda mı?"

"Evet bay Novak. Hastanız geldi, müsaitseniz içeriye alıyorum."

"Ah evet tatlım. İçeri al, bunu yap."

Arkadaki azgın sesi tekrar duyduğum zaman yüzümü ekşittim. Bu hasta geleceğini unuttuğum bir adli vaka mıydı diye düşündüm.

"İçeri alalım."

Birkaç saniye sonra kapı kırılırcasına açıldığında ürkmüştüm. Çünkü bilirsiniz, kapının açılmadan önce çalınmasına alışmıştım. Bu denli kaba bir insana nasıl katlanacaktım, bilmiyordum. Telaşla ve öfkeyle o yöne doğru baktım.

Şaşkınlık hissi tüm vücudumu kaplamıştı. Yüzümün aldığı şekli merak ediyordum.

Nedense karşıma kıyafetleri yırtık, üstü başı kir içinde olan, yüzünde ve vücudunda yaralar olan pis kokulu ürkütücü birinin geleceğini hayal etmiştim.

Karşımdaki adam temiz bir kot pantolonun üzerine kare desenli bir gömlek giymişti. Üzerinde yakaları biraz yıpranmış bir deri ceket vardı. Tipi ürkütücü değil, aksine etkileyiciydi. Kokusu düşündüğümün aksine, çok temiz bir kokuydu. Odaya girdiği anda kendisiyle birlikte kokusu da odanın başrolü olmuştu. Erkeksi, pahalı bir parfüm kokusuydu bu. Benim kullanacağım bir koku değildi, ama afrodizyak etkisi olan parfümlerden biri olduğuna emindim.

Yüzündeki yara konusunda yanılmamıştım. Alnında taze bir yara vardı, pek derin görünmüyordu. Yanağında ve boynundaki küçük bantları görünce neler olabileceğini düşündüm. Kavga edip gelmiş olabilirdi. Belki kaza geçirmişti. Belki de şehvetli bir geceden kalan izlerdi. Tahmin etmek zordu.

Yüzümdeki şaşkınlık ifadesini derhal bir gülümseme ile değiştirdim. Çünkü olması gereken buydu, hasta içeri girdiğinde onu sıcak bir gülümseme ile karşılamalıydım. Ayağa kalktım ve onu selamladım.

"Merhaba, hoş geldiniz."

İçeri girip kapıyı arkasından kapattı. Tek bir kelime etmeden hızlı adımlarla bana doğru gelip önümdeki koltuğa yayılarak oturdu. Bu kaba hareketine karşılık yüzümdeki gülüşü soldurmadım, bunu yapamazdım. Onun yerine ben de koltuğuma geri oturdum.