İki Yıl Sonra....
Babam bahtıyar hocanın kardeşinin şirketin de patronun şoförlüğü nü yapıyor du annemde halen nenesine bakmaya devam ediyor du biz ayrı eve çıkmıştık
Tabi o olaydan sonra Bi daha dönmedik o şehre olayda unutuldu zaten ne arayan ne soran ne Bi vukuat vardı. Biz bu şehir de düzenimizi kurduk bende o sıra okulu bırakıp Bi fabrika da işe girmiştim deri fabrikasında.Rüzgarla düzenli olarak görüşüyor duk tabi Bahtıyar hoca da yarı yıl tatillerinde hep buraya gelir Bi sıkıntı olup olmadığını sorar Bi kaç hafta kaldıktan sonra giderdi onun borcunu nasıl ödücektik üzerimizde çok emeği vardı.
Yine Bi akşam işten eve dönüyordum annem kapı da beni bekliyor babamda öyle ellerinde Bi kağıt.
İlk olarak anneme sordum nedir diye bu kağıt askerlik kağıdın dedi askere gidecektim bir hafta içinde hazırlandım askerlik yolu göründü bana hayatım nereden nereye gidiyor du böyle o medreseden kaçış yıllarım sürekli Kulağıma fısıldayan ses gitmiş ti okul, Dilara, kitaplar
Nereye gidiyor du bu yaşamım daha neler bekliyor du beni zaten kulağıma gelen ses herşeyin habercisiymiş ilk olarak kendi geldi sonra insan sıfatında olan şeytanları karşıma çıkar Dı asıl şeytanları.
Askerlik yerim Mardin Dargeçit te ydi törür bölgesinin olduğu yer yapacak bişe yok tu vatan borcu mecburdum.
Herşeyim hazırdı annem ağlıyor Bahtıyar hocam Rüzgar ve ailesi de beni yolcu etmeye gelmişti artık gitme vakti gelmişti. Otogarda otobüse bindim içimde deli Bi korku huzursuluk vardı ailem den ayırmak korkutuyor ama askere gidip o anın heyecanını yaşıcağım içinde çok güzel Bi özgüven vardı.
Son kez sevdiklerime sarıldıktan sonra otobüse binip sadece arkalarından bakmak geldi elimden yolculuk iyi gidiyor du
Yirmi küsür saat yolum vardı Bi süre gözüm açık dışarıyı izlerken Bi yandanda Rüzgar'ın verdiği kitapları okudum uyuya kalmışım gözümü açtığımda sabah olmuştu dağların arasında Bi yolda gidiyor muavin bir saat sonra varış noktasında olacağımızı anons ediyordu.Elime aldım telefonumu annemi aradım varmak üzere olduğumu söyledim iyi olduğumu deyip kapattım.
Otobüs otogara gelmişti sağamı soluma öyle yabancı Bi şekilde bakarken askeri inzibatlar benim asker olduğumu anlayıp beni alıp kışlaya götürdüler muayenemi yaptıktan sonra üst devrelerden biri bizi kimse kalacağımız koğuşa götür dü.
Koğuşa girdiğimde henüz diğer askerler gelmemişti ben bir gün erken telsim olduğum için ilk gece yanlız kalmak zorunda kaldım içimde sıkıntı var ama o kadar çok yorgundum ki hemen yatağa girip uyumak istiyordum.
Üst devrelerden biri sağolsun temiz çarşaf yastık kılıfı getirdi. O sıra eşyalarımı yerleştirmeme yardım etti ve sonra kendi koğuşuna gitti bende o gittikten sonra yatağıma uzanıp uyudum.