8. Bölüm

409 366 1
                                    

Gözümü açtığımda sabah olmuştu her yer ışıl ışıl parlıyordu Ali dayı erkenden uyanmış kahvaltı hazırlamıştı.
Kahvaltı yaptık Ali dayı ile ben Ali Dayı dan izin alıp dışarıda hava almaya çıktım dışarı adım atar atmaz sanki cennete girmiş gibi oldum her yer rengarenk çiçekler göğe kadar uzanan ağaçlar hemen evin sağ tarafında da masmavi bir göl ilk başta dünkü yer burasımı diye düşündüm akşam cehennem olan yer güneş açınca cennete dönüyormuş arkama baktığımda ise Ali dayı hafif gülümseyerek.

-Beğendin mi? Yusuf buraları

-çok güzel bir yer miş dünden eser yok akşam nasıldı şimdi nasıl çok beğendim burayı.

-aynen akşam başka sabah bambaşka olur burası Yusuf!

-neyse hazırsan seni yurda götüreceğim.

-yok biraz daha kalalım lütfen.

-olmaz herkes şimdi seni arıyor gitmemiz lazım.

-lütfen Ali dayı yarım saat daha kalalım sonra gideriz lütfen hemen gitmeyelim.

-tamam Yusuf sen kendine biraz buralarda oyna bende gidip biraz işim var onları halledim.

-tamam Ali dayı ben burdayım.

-dikkat et yusuf fazla uzaklaşma buralarda oyna gölün çevresinden de uzak dur.

-Tamam!

Ben heyecanlı heyecanlı etrafı dolaşırken jandarma halen beni arıyor annem babamda aramalara katılmış bütün dağı aramışlar sabaha kadar annem artık ağlamaktan göz bebekleri büyümüş benim ise keyfim yerinde ormanı dolanıyorum. Her adım atışta kelebekler, tavşanlar, arılar, kuşları görmek çok hoşuma gidiyordu dünkü yılanı unutmuştum bile ben tam gölün oraya geldim biraz gölün başında oturup dinlenecektimkim ki
Ali Dayı.

-evlat hadi bakalım yola koyulalım ancak gideriz daha çok yolumuz var.

-tamam Ali Dayı gidelim hadi.

-tadını çıkardın mı buraların

-Yok be Ali Dayı tadına doyulur mu hiç buraların şu havanın güzelliğine, temizliğine, ferahlığına kim doyar ki

-Aynen evlat doyulmaz bir havası var.

Dedikten sonra uzun bir süre yürüdük ben akşam burdan geçtiğim için hiçbir yer tanıdık gelmiyordu bana neyseki Ali Dayı yanımda neyse baya yürüdük.

-Ali Dayı daha çok var mı?

-Az kaldı evlat on beş dakikaya varırız. Yorulduysan biraz oturalım.

-Tamam Ali Dayı biraz soluklanmak İyi gelir.

Biz dinlemye başladık o sırada arkamızdan. Sesler geldiğini fark etti Ali Dayı tüfeğini eline aldı çalılıkların arasında birşeyler çıkacak gibi oldu Ali dayı tüfeğini daha sıkı tutmaya başladı ben Ali Dayı ya tutuyorum korkudan birden jandarma ve ailem çıkmasın mı ben seviçten ve heyecandan ne yapacağımı şaşırdım anneme beni görür görmez boynuma sarıldı. Jandarma, Ali dayı, ben ve babam yurda vardık. Ali Dayı beni akşam bulduğunu söyledi. Sonra babam bana kızgın bir şekilde yüzüme baktığını hissettim jandarmalar Ali Dayı'nın ifadesini alıp gitmesini söylediler Ali Dayı kapıya Doğru giderken arkasından seslendim.

-Ali Dayı! Ali Dayı!

Ali dayı arkasına dönüp.

-efendim evlat dedi.

Ben direk Ali Dayının boynuna sarıldım o da beni kucakladı anlımdan öptü. Ve.

-Kendine iyi bak evlat canın ne zaman isterse uğra. Ha birde şu annenin halini görüyorsun demi bir daha böyle şeyler yapmayacağına akıllı çalışkan biri olacağına söz ver.

-Söz Ali Dayı sende kendine iyi bak görüşürüz.

-Görüşürüz evlat Allah'a emanet ol dedi ve gitti.

Çok üzüldüm Ali dayının gidişine sonra ben babamların yanına gittim jandarma da sıkıntı olursa haber verin dedi ve gittiler ben, annem, babam, yurt müdürü bir karara varacak tık çünkü yaptığım şeyin cezası okuldan atılmak olduğunu biliyordum. Müdür babama bu son şansı bir daha affetmem dedi babamda beni son kez uyardı ve şu sözleri söyledi

-eğer akıllı olup derslerinde başarılı olur hocalarından olumlu birşey duyarsam liseyi okuma şansı veririm sana dedi babam.

Ben bu teklifi çok beğendim tamam diyip kafamı önüme eğip annemin elinden öpüp babamın elinden öpüp dinlenmek için yatakhane ye gittim bu sırdada annem ve babamda eve doğru yola koyuldular.

ZEMHER-İ AYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin