Sonra yüzmeye gittik çocuklarla.
Baya yüzdük saat baya gecikmiş ben halen suda.Çocuklar gitmek için üstlerini değiştirirken ben son bir kez daha dalmak için sudan çıktım tam suya atlarken ayağıma kalın bir cam girdi suya düştüm.
Su kanımdan kırmızı oldu bunu gören arkadaşlarımdan biri hemen aileme haber verdi diğeleri de beni sudan çıkardılar. Ayağım baya yarılmıştı annem hemen yüzdüğümüz yere geldi ayağımı görünce korkudan buz kesilmişti babamda işten dönmüştü beni hemen hastaneye götürdüler. Ayağıma tam sekiz dikiş atmışlardı.
Sonra eve götürdüler annemle babam direk sorguya çektiler beni-ee Yusuf bey bu gün okul nasıldı birşeyler öğrendinizmi
Babamın alaycı konuşmasından anladımki okula gitmediğimi okuldan kaçtığımıda anlamışlardı. Kulağımda yine aynı ses tonu
"Yusuf! Yusuf! Yalan söyle babana yoksa bu halinle bile sana ceza verirler"
ben yine bu sesi dinleyip şu kelimeleri söyledim babama
-iyidi okul bu gün tahtada işlem bile yaptım baba
Babam yalan söylediğimi anlayıp
-Sus! Bir de yalan söylüyor baksana hanım iyice arsızlaştı bu çocuk okuldan kaçmalar, kanala gitmeler, yalan söylemler.
Deyip azarladı beni;sonra konuşmasına devam etti
-ne olacak senin bu halin Yusuf daha ikin ci sınıfa gidiyorsun yaptığın pisliğin haddi hesabı yok.
-özür dilerim anne özür dilerim baba söz birdaha yapmıcam.
-tamam Yusuf bu seferlik affettik ama birdaha olmasın.
İçimden gelen bu sese halen. Anlam veremedim kimdi bu neden sürekli birşeyler söylüyor. ilk söylediğini yaparken hoş ama sonra beni çok zor durumda bırakıyordu. Aklım baya karışmıştı.
Bir gün hafta sonu tatilindeyim babamın elinde iki tane küçük halı ve birde küçük bir kitap ben babama sordum.-baba bunlar ney?
-Namazlıkla. Namaz hocası kitabı artık namaz kılma vaktin geldi evlat
İlk başta çok çekici gelmişti namaz. Kısa zamanda namaz kılmayı öğrenmiştim tam bir aydır hiç kaçırmadan namazımı
kıldım okulda devam ediyordu sürekli çevremin lafları oku adam ol Yusuf.
ben de hep düşünürdüm ne var be şu okumakta ben okulu hiç sevmiyorum. Yarı yıl tatiline girmiştik. Babam beni on beş gün boyunca kuran kursuna gönderecekti. Yine o ses belirdi birden"Yusuf! Yusuf! Boşver kuran kursunu bak evde keyfine dışarda arkadaşlarınla eğlenmene"
yine bu ses! babama itiraz ettim.
-hayır baba kuran kursuna gitmicem
-eşek gibi gidecen
-hayırrrr
-yarın görürsün nasıl gidiyorsun.
Babam beni sabah namazına kaldırdı ama uykum o kadar hoş o kadar tatlıydı ki hiç kalkmak istemedim babam tekrar seslendi
-Yusuf hadi oğlum namazını kıl
Tam kalkmaya karar verdim yine o ses
"bırak namazı Yusuf güzel uykundan önemli bak dışarısı soğuk yatağın sıcacık hadi gir yatağına uykunu bozma"
Ben yine bu sese uyup uykuya daldım sabah babamın elinde bir kitap beni kursa götürecekti ben yine itiraz ettim ağlaya ağlaya camiye götürdü. Babam beni cami hocasıyla tanıştırdı sonra lavabo da abdest aldım çıktım. Çıktığımda babam gitmişti ben tekrardan ağlamaya başladım. Yanıma cami imami Mehmet hoca geldi
-niye ağlıyorsun Yusuf bak tek sen değilsin senin gibi bir sürü öğrenci var burda.
-biraz da olsa beni teselli etmişti sonra elime kuran'nın cüzünü aldım ilk olorak harfleri öğrenecektim.
ilk günüm de öyle geçmişti.
zaman geçti ben okul açılana kadar kur_an'ı öğrenmiştim. Ama her zaman kulağıma fısıldayan bu ses hiç birşey yapmamı istemiyor beni hoşuma giden şeylerle cezbediyordu