MEDYA : Rüzgar (Rüya'nın abisi)
😍😍😍
GÜVENME.
Güvendiği yerden kırılıyor insan...🥀🥀🥀🥀🥀
Yüreğimde yoğurup zihnimde harmanladığım duygularım önce kelimelere düştü, sonra parça halinde ki kelimeler kendine uyan cümleyi oluşturdu. Cümleler küçük bir hikaye gibiydi, nasıl ki bir harfi dahi anlamlandırabiliyor insanoğlu, kurulan cümleler de duygularımın hikayesi oldu...
Soruşturma odasından çıkarak bizimkilerin yanına doğru yürümeye başladım. Hepimiz ifade vermiştik. Ben artık susmayıp bütün her şeyi anlatmaya karar vermiştim. Tabi bu biraz da Çağla'nın sayesinde olmuştu. Beni yüreklendirmişti.
Artık boşvermiştim her şeyi. İnanmak isteyen zaten inanırdı bana. Şu an bana inananlar yanımdaydı ne de olsa. Bana destek olmuşlardı. Ablam veya ailem de varsın inanmasınlardı. Ama artık o adama katlanmayacaktım. Bu kadar katlanmış olduğum bile bir mucizeydi.
"Rüya!"
Ablamın bana seslenmesiyle birlikte başımı kaldırdım. Bana doğru geliyordu hızlıca. Bütün vücudum titremeye başlarken, o bana birden sarıldı. Şaşırmıştım.
"Kardeşim. Canım." hiç durmadan ağlıyordu. Hıçkıra hıçkıra. Benim de gözlerimden yaşlar durmaksızın akıyordu zaten. Sarılışına karşılık verdim.
Bir süre sonra ayrıldı benden, yüzümü aldı avuçlarının arasına.
"Bana neden anlatmadın güzelim? Böyle iğrenç bir şeyle nasıl yaşayabildin sen?"
Gözümden bir damla yaş daha düşerken bunu ona kimin söylediğini düşünüyordum. Biz buraya geldiğimizde o yoktu yanımızda. Ben ifade verirken gelmiş olmalıydı. Gözüm Çağla'ya takıldı. Bakışlarından anlamıştım onun söylediğini. İyi ki de o söylemişti. Yoksa ki böyle bir şeyi ben asla söyleyemez, anlatamazdım. Dilim varmazdı bir kere...
Başımı ablama çevirerek sağa sola doğru salladım. "Korktum abla. Bana inanmazsınız diye korktum."
Yaşları boncuk boncuk akmaya devam ediyordu. "O nasıl söz öyle. Sen benim güzel kardeşimsin. Bu zamana kadar hep yanında olmadım mı, her daim inanmadım mı ben sana." yüzümü sevmeye, okşamaya başladı. Bir abla değil de, bir anneydi sanki. Ellerimi, onun yüzümde ki ellerinin üzerine koydum hafifçe.
"Evet ama, o da senin kocandı ablamm. Sen onu seviyordun."
Sinirle, "şeytan görsün onun yüzünü! Aşağılık herif! Pislik!" dedi kısık sesiyle. Ardından tekrar o açık yeşil gözlerini bana yöneltti, şefkatle bakmaya başladı yine.
"Evet kocam, evet seviyordum. Ama yine de hiçbir zaman erkeklere güven olmaz ki benim güzel kardeşim. Eğer bana daha önce söyleseydin, direkt boşanma davası açardım. Doğruluğunu sorgulamazdım bile."
Yanaklarıma birer öpücük kondurarak devam etti.
"Çünkü sen benim değerlimsin. Erkeklere zaten güvenilmemelidir. Senin yanında olmayı, sana destek olmayı o kadar çok isterdim ki." tekrar bana sarıldı. Ağlaması durmuyordu bir türlü. Benim de ondan bir farkım yoktu ki. Ama ben biliyordum. O böyle söylese de, üzülüyordu. Yine de üzülüyordu işte. Zaten bu durmak bilmeyen gözyaşlarının sebebi de buydu. İhanete uğramış gibi hissediyordu. Dili tam aksini söylese de gözlerinde görüyordum. Kendine böyle bir durumu yediremiyordu. Kız kardeşiydim ne de olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYAMSIN
Teen FictionBu zengin bir kızın hikayesi değil. Bu, çirkin, güçsüz ve ezik bir kızın hikayesi değil. Bu, eski sevgilisinin aldattığı bir kızın hikayesi değil. Bu, ailesi tarafından sevilmeyen bir kızın hikayesi de değil. Bu bir mafya hikayesi hiç değil. *****...