24 - BEDEL (PART 2)

499 59 131
                                    

MEDYA : Rüzgar

😍😍😍

Annem hep şöyle derdi;

"Kalbini oluşturmam tam 9 ayımı aldı, sakın onu kimsenin 15 dakikada kırmasına müsaade etme."

🌺🌺🌺🌺🌺

Alev hâlâ geri geri giderken biz sırıtıyorduk. "Çok merak ediyorum. Bizi yakmayı planlarken aklından ne geçiyordu?"

Korkuyla bana bakarken devam ettim. "Kurtulacağımız hiç mi aklına gelmedi." hafifçe gülmüştüm.

O sırada Çağla konuştu dalgayla.

"Rüya, zaten mercimek tanesi kadar aklı var. Onu da böyle şeyleri düşünmeye harcamıyor biliyorsun." başını kısa bir an bana çevirip, tekrar Alev'e bakarak göz kırptı. "Öyle değil mi?" sesi alayvari bir şekilde çıkmaya devam ediyordu. Yaptığı imayla kahkahamı tutamadım.

Daha sonra ise gülen yüzüm yavaş yavaş solarken, Alev'in yanağına en sertinden bir tokat atmamla birlikte cırlaması eşliğinde başı yana doğru kaydı. "Bu, bizi yakmaya çalıştığın için!"

Ardından diğer yanağına bir tokat daha attım. Başı bu sefer diğer tarafa düşerken acıyla cırlamasıyla birlikte yüzlerimizi buruşturduk. "Bu da, her defasında kendini Sarp'a yamamaya çalıştığın için!" çoktan gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.

Bir tokat daha atmak için elimi havaya kaldırmıştım ki, kısık ama kekeleyen sesini duymamla birlikte elim havada kaldı.

"Ö-öz-özür di-dilerim."

Ne de güzel kekeliyor dimi?

Alayla sırıtarak başımı arkadaşıma doğru çevirdiğimde, onun bakışları benimkinin aksine öfke doluydu. Ve ben bile ne olduğunu bile anlamadan birden saçına asıldı. "Demek özür dilersin öyle mi!" dedi dişlerinin arasından. Onu ilk defa böyle görüyordum. Demek ki son yaptıkları şeyden oldukça etkilendi. Benim gibi..

Saçını var gücüyle çektiğinde sürtük kızın acı dolu çığlığı doldurdu tuvaleti. "Ama biz, özrünü kabul etmiyoruz!"

"Sarp'tan uzak duracaksın anladın mı!" diye bağırdı. Benim için yapmadığı şey yok. Alev hissettiği o acıya rağmen başını hızlıca sağa sola doğru sallamaya başladı.

"Sa-Sarp b-benim."

Öfkeyle yüzüne bir tokat daha patlattığımda, acıyla güçlü bir çığlık atmıştı. Öyle güçlüydü ki, sesin dışarıya gitmiş olma ihtimali yüksekti. Ama umursamadım. Omuzlarından tutarak onu kendime sertçe çektiğimde bana korkuyla bakıyordu. Çağla'nın eli hâlâ saçlarındaydı. Sırıtarak yanaklarına baktım. Parmaklarımın izi çıkmıştı iki tarafa da. Daha sonra da Çağla'nın hâlâ sertçe asıldığı saçlarına gitti gözlerim. Sırıtmam genişledi.

"Sana acıyorum biliyor musun Alev." diye konuşurken çimen yeşili gözlerim, korkuyla bakan gözlerine ulaşmıştı bile. "Sana gerçekten acıyoruz." onu hızlıca duvara doğru ittiğimde, yüzünü buruşturarak inlemişti. Gözlerini de kapatmıştı. Ama yaşları damla damla akmaya devam ediyordu. O kadar hızlı itmiştim ki, neredeyse duvarın içinden geçecek falan sandım. Şu an sırtı fena halde sızlıyor olmalıydı.

Peki umrumuzda mı?

Çağla ona acıyarak bakarken, "şu an ne kadar acınası bir durumdasın. Yeterince çaresizsin ama hâlâ bizim tersimize gitmeyi tercih ediyorsun!" diye konuştu. Ve tek adımda ona yaklaşarak yine saçına asıldı. Bir eliyle kökünden koparırcasına çekiyordu, diğer eliyle de sırtına baskı uyguluyordu. Zaten o yüzden de acıyla gözlerini kapatmıştı yine. İnlememek için kendini zor tutuyor gibiydi.

RÜYAMSIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin