Bu bölümü sadece Sarp'ın ağzından yazdım. 💜
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. 💟
Keyifli okumalar...
*********
MEDYA : Sarp
🌸🌸🌸
Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki. Fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim.
~ SARP ÇETİN ~
🌸🌸🌸🌸🌸
SARP'IN AĞZINDAN
Kelimelerimin kifayetsiz, suskunluklarımın da değersiz olduğunu anladığım günden bu yana, içimde bir çok insanın ve çok duygunun yeri değişti.
Duvarlarım yok ama, kurallarım var benim. Öyle çok bir hayalim yok ama, tecrübelerim var benim. Umutsuz da yaşanmaz biliyorum ama, umudumu tüketen insanlarım var benim. Herşey gelip geçer de, içimde dindiremediğim bir öfkem var benim.. İşte bir tek o geçecek gibi değil. Öfkemden doğan yorgunluğumu saymıyordum bile.
Hâlâ olduğu yerden sırıtan bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Benim ise onun bakışlarının aksine kaşlarım öfkeyle çatılmış ve bedenim de o öfkenin verdiği etkiyle kasılmıştı. Öfkeden karardığına emin olduğum gözlerimi kısa bir an Rüya'ların girmiş oldukları mağazaya diktim. Daha sonra da görme ihtimallerine karşı hemen Bora'yı kolundan tutup bir duvar kenarına sürükledim. Onu hırsla duvara doğru ittiğimde hâlâ o pis bakışlarını düzeltmemişti. Ve bu daha çok bozdu sinirlerimi. Psikopatça sırıtıyordu şu an.
Cezaevi onu çok değiştirmiş görünüyordu. Siyah saçları uzamış ve dağılmıştı. Sakalı da bütün yüzünü kaplayacak boyuta gelmişti. Yaşından çok daha büyüktü şimdi. Cezaevi onu büyütmüştü.
Öfkeli siyahlarım hâlâ karşımdaki adamdaydı. Onun ne işi vardı burada? Ayrıca nasıl çıkmıştı oradan? Daha cezasının bitmesine yıllar vardı üstelik.
"Sen hapisten nasıl kurtuldun diye sordum sana! Cevap versene!" tıslayarak konuşmuştum. Dişlerimi sıka sıka kırılacaktı artık hepsi. O derece kasmaktaydım kendimi. Nasıl kurtulmuştu oradan? Aklımdaki dönüp duran soru sadece buydu. Başka bir şey düşünemiyordum.
Sırıtan yüz ifadesiyle pişkince araladı ağzını. "Kefaletle."
Verdiği cevap karşısında git gide arttı öfkem. Kaşlarım olabildiğince çatıldı. Siyahlarım karardıkça karardı. Kim kefalet ödeyerek onun çıkmasını sağlardı ki? İş birlikçisi Tayfun'da içerideydi onunla birlikte. Yoksa onu da mı çıkarmışlardı? Kim yüklü bir miktar ödeyerek onun dışarı çıkmasını sağlamıştı. Biliyordum, kefalet ücreti öyle herkesin ödeyebileceği bir miktar değildi. Bora'nın cezaevinden çıkabilmesi için değildi en azından. Oldukça yüklü bir miktardı bu.
Öfkeyle hâlâ Bora'ya bakarken sorgu dolu gözlerimde gözlerindeydi. Elbette anlamıştı ne sormak istediğimi.
"Tayfun dışarıda değil merak etme. Kurtaran, sadece beni kurtardı." yüzü değişik bir hale büründüğünde sırıtmasını arttırarak sürdürdü. Yüzünde oluşan parıltılarla, "beni kimin kurtardığını, kimin kefalet ödeyerek çıkmamı sağladığını merak ediyorsun değil mi?" diye sorduğunda yüzünün aldığı pis ifadenin anlamını çözmeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYAMSIN
Teen FictionBu zengin bir kızın hikayesi değil. Bu, çirkin, güçsüz ve ezik bir kızın hikayesi değil. Bu, eski sevgilisinin aldattığı bir kızın hikayesi değil. Bu, ailesi tarafından sevilmeyen bir kızın hikayesi de değil. Bu bir mafya hikayesi hiç değil. *****...