16- ENGEL

804 94 171
                                    

MEDYA : Çağrı

😍😍😍

Aşık Veysel'e sormuşlar:

"Sizce aşk nedir?"

Aşık Veysel gülümsemiş ve şöyle demiş;

"Seversin, kavuşamazsın, aşk olur..."

🌹🌹🌹🌹🌹 

Gözümde büyüttüğüm her şeyin küçülüşünü izliyorum her defasında. Hatta zamanla yok oluşunu. Sanırım yeni bir başlangıç için gücüm kalmadı, biten tekrar başlamasın yeter. Hatta her şey bitsin. Umrum bile umrumda değil artık. Gidene el sallamaya dahi mecalim yok, sessizce kapıyı kapatsınlar yeterli. Ama bilsinler ki, o kapıyı kilitleyeceğim. 'İnceldiği yerden kopsun,' dediğim şeyler koptu. 'Artık bıktım,' dediklerim hep bıktı benden. Sonunda olan da bana oldu.

Sevdiklerim neden hep beni terk ediyor ki?

Birisi daha geçip gitti.

O da Bora'nın yaptığını yaptı işte.

Beni bırakıp gitti!

Günlerdir gözlerimden yaşlar eksik olmuyordu ama bu sondu artık.

Artık, bir erkek için ağlamayacaktım. Değmezdi. Hem de hiçbir şey değmiyordu. Bunu bir kez daha anlamıştım..

Aslında bazı kadınlar ağlamaz, ağlayamaz. Açar bir şarkı, notalarında intihar eder. Gözlerinden damlatamadığı yaşları, içine damlatır. Siz adına sessizlik dersiniz, onlar adına 'suskunluk.'
Bazı kadınlar çok güzel susar. Söyleyeceği çok şey varken susar, aşka su'sar, sevgiye su'sar, ama en önemlisi adamlığa su'sar... Bende işte bugün tam da öyleyim...

Ağlamayacaktım. Bir erkek için bu kadar ağladığım, bu kadar üzüldüğüm yeterdi. Hatta artardı bile...

Tam 1 hafta...

1 haftadır sürekli bunları düşünüyordum ama o aklıma geldikçe de kendimi tutamıyordum.

Beni sevmesi bile yalanmış.

Beni aslında hiç sevmemiş...

Neden hep erkekler tarafından üzülen ben oluyordum ki?

Hak ediyor muyum ben bunları..?

Belki de hak ediyordum.

'Hissizleşmek' duygusu gerçekten de varmış. Çünkü ben günlerdir tam olarak öyleyim. Önce abim vurulduğu için üzülmüştüm, hatta kahrolmuştum. Ameliyatı başarılı geçmesine rağmen bu mutluluğum da kısa sürmüştü. Çünkü sonra... Sonra kötü bir şeye daha şahit olmuştum. Hiç olmak istemezdim ama. Bu kısa zamanda ona bu kadar bağlandığımın, alıştığımın daha yeni farkına varıyordum.

Evet, ben bağlandım ona...

Evet, varlığına alıştım...

Ve şimdi yokluğu öyle hissediliyor ki. Anlatılamayacak kadar kötü bir his bu. Ne anlatılır, ne yaşanır...

Ama bende bıkmıştım artık. Usanmıştım.

Sırf herkese mutlu olduğumu göstermek için zorla da olsa gülümsemekten bıktım.

Yüzüm ne kadar gülerse gülsün, ama içim kan ağlıyordu. Ve ben bu tarafımı diğerlerine göstermemeye çalışmaktan çok yorulmuştum.

Bana, 'iyi misin' diye soranlara zorlukla, 'iyiyim' demekten usanmıştım. Onlar dışımdan bakınca benim mutlu olduğumu sanırlarken, ben yaşıyordum ama nefes alamıyordum. Aldığım nefes bitmiş, soluduğum oksijen bana yetmiyordu sanki.

RÜYAMSIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin