kardelen137524
Okuyucum romantik bir bölüm isterde ben yazmazmıyım. ❤️❤️
Yazım hataları olabilir. Daha sonra düzenleme yapılacaktır.Şeytan karşımda belirdi.
Gözlerinde cehennem ateşi yandı. Cehennem koruyucuları etrafı sararak saldırı moduna geçti. Hazırlandık. Tüm vampir ve cadı orduları birleşti. Cadılar gökyüzünde süpürgeleri ile saldırıya hazırladılar. Kurtlar şeytanın arasında belirdi. Etrafta bir kırmızı ışık yayıldı. Siren sesi duyulduktan sonra asıl savaş başladı. Şeytan gözündeki alev topu ile arkadaki ormanı küle çevirdi. Olacaklardan habersizdi. Cadılar yukarıdan tüm güçlü büyüleri yaparak kurtları alt ettiler. Şeytan tek başına kaldı. Carol öne doğru ilerledi. Onunla karşılaşmak için. Babasından öcünü alabilmek için. Şeytan sırıttıktan sonra carolu sol kolundan yaraladı.Cadılar hedef alın. Emir duyulduktan sonra gökyüzünde büyük bir patlama yaşandı. Şeytan yerde belirdi.
Carol :Hanna onu ben öldürmek istiyorum. Lütfen buna izin ver.
İki adım geriye çekildim. Güçlükle yerden kalktı. Sol kolunu tutarak. Savaşçı ruhu bedeni ele geçirdi. Kılıcını çıkardıktan sonra şeytana sapladı. Yere kanlar akmaya başladı. Kırmızı rengi solup siyaha dönüştü. Aynı kalbi gibi. Carol yere diz çöküp kafasını ay ışığına doğru kaldırdı. Yerdeki kan sızıntısına elini batırıp üzerinde duran kolyeye sürdü. Kolye mavi bir ışık saçtı etrafa. Ağacın önünde bir kadın belirdi. Simsiyah saçlara sahip, kabarık ve kirli beyaz bir elbisesi. Boynunda asılı duran kolye ve upuzun saçları. Sanki geçmişten gelmiş gibiydi.
Carol :Anne!
Oğlum demek o şeytanı yenebildin.
Evet Anne o İblis artık ölene dek kendi cehennem ateşinde yanıp durucak.
Karşımda beliren kadın carolun annesiydi. Gerçekten de geçmiş yıllardan geliyormuş.
Ona sımsıkı sarıldı. Etrafta kan kokusu yayılamaya başladı. Kargalar kanların üzerinde belirdi. Artık şeytanın işi tamamen bitmişti.
Öne doğru ilerledi. Şeytanın tacını havaya kaldırarak kafasına taktı. Göz bebekleri simsiyah oldu . O artık şeytanın ta kendisiydi. O gün hep birlikte şatoya gittik. Şeytan tahtına doğru ilerledi. Gözlerini kapatıp açtığında bir maskeli baloda buldum kendimi. Geçmiş yıllarda. Üzerimde eski yıllardan kalan bir prenses elbisesi vardı. Ayağımda ise camdan bir ayakkabı. Bu elbise sindirellaya aitti. Etrafımda döndüğümde elbise renk değiştiriyordu. Klasik bir müzik çaldı.
Carol :Bu güzel kadın benimle dans eder mi acaba?
Tabi ki de. Dedikten sonra ayaklarımız müziğe ritim uydurdu. Zaman su gibi akıp geçiyordu. Hiç bu kadar güzel bir an yaşamamıştım hayatımda.
Şatonun kapısı açılarak soğuk hava içeriye doldu. Müzik sesleri aniden kesilerek ışıklar birden bire söndü.
Etraf tekrar aydınlandığında carol hareketsiz bir şekilde yerde yatıyordu. Şaşkın bir biçimde yere diz çöktüm.
Hanna :carol!
Cadılar meşaleler ile içeriye girdi. Tek tek sıraya geçtiler. Şaşkınlık içinde onları izliyordum. Arkamda bir el belirdi. Bu caroldu. Alonzo yerden kalktıktan sonra yüzümü Carola çevirdim.
Yere diz çöküp. Cebinden yüzük kutusunu çıkardı. Açtığında çok değerli bir taştan yapılmış bir yüzük belirdi. Işıltısı gözlerimi alıyordu. Etrafta bir sessizlik oluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANNA
FantasyO gün hayatının en güzel anını yaşıyordu. Yolda ki çiçeklerin kokusu, rüzgarın sesi o kadar güzeldiki o anı yaşamaya doyamıyordu. Taki o ana kadar. Babası direksiyon hakimiyetini kaybedip bir ağaca çarptı. Arabadan dumanlar yükseliyordu. Yardım bulm...