Okulda ki sınavlarımız bitmiş ve neredeyse okulların kapanmasına 1,5 ay kalmıştı.
Öğretmenimiz bir gezi düzenlemişti. 3 günlüğüne Antalya ya gidilecekti.Daha önceden 2-3 defa gidip gezmiştim.Güzel bir şehirdi.Annem ve babamla geçirdiğimiz çok güzel anlar saklıydı bu şehirde.
Her ne kadarda gitmiş olsam ,her ne kadar da görsem yine de gitmek isterdim o şehire. Çünkü orada benim bir çok anım vardı. Biliyorum ailemi kaybettiğimde çok üzülmüştüm, hatta o anları hatırlayınca daha da çok acıyacaktı Kalbim ama yine de gitmek istiyordum.Tekrardan ailemi yanımda hissetmek ve tekrar o anları yaşıyormuş gibi davranmak.
Bunların hepsi beni bir nebzede olsa mutlu edebilirdi belki.Acaba onlar şu anda yanımda olsalar daha nereleri gezerdik ? Yada yine Antalya ya gidermiydik ?keşke yanımda olsalardı. İşte hep insanlar hayatta şu cümleyi kullanır "keşke olsaydı "ama ne yazık ki o keşkeler bize bir şey kazandırmaz. Her ne kadar da istesek bazen her şeyi elde edemeyiz.
Hem carolda gelecekti geziye.Belki onunlada güzel vakit geçirebilirdik.Carol ve ben gezi listesine ismimizi yazdırmıştık.Geziye yarın gidilecekti.Eve gidip bir an önce hazırlanmalıydık. Nimeta teyzem geziyi duyunca göndermek istememişti aslında. Çünkü eski anılarımı hatırlayıp üzülmemi istemiyordu ama yapacak hiç birşey yoktu.Bu acı gerçekle yüzleşmeliydim artık.
Kabullenmeliydim.Her ne kadar da üzülsem de o anıları hatırlamak bana iyi gelecekti.okuldan çıktıktan sonra doğru eve gittim.valizimi hazırlayıp ,gezi için hazırladım. Ha birde ailem ile gittiğimde çekildiğim fotoğrafları aldım .çünkü o fotoğrafları yeniden çekilmek, o anı yeniden yaşamak ve o duyguları yeniden hissetmek istiyordum.
sabah olmuş ve geziye gitmek için valizimi alıp yola koyulmuştum.okulun önünden binecektik servise.okula geldiğimde carol çoktan gelmiş ve hatta yerlerimizi bile ayırtmıştı .Herkes yerlerine geçip oturduğunda gezi için görevli olan edebiyat öğretmenimiz Laura kemerlerimizi takmamız için ısrar edip duruyordu.Hepimiz mecburen takmıştık.Radyoda en sevdiğim şarkı çalmıştı.
Aman tanrım bu bir tesadüfmüydü yoksa carol bunu benim için mi çaldırtıyordu.o anda kafama dank etti.2 gün önceye sararak festivalde çalan müzik aklıma gelmişti. aynı müzikti.demek Carol benim sevdiğimi bildiği için çaldırtıyordu.
Öğretmenimiz Laura arada etrafı dolaşıyor ve kemerlerimizi kontrol ediyordu. Carol "neden bu kadar önemli acaba bu kemerler"diyerekten mırıldanıyordu.Bende şöyle söyledim "bizim kaza yaptıgımız gün kemerlerimiz takılı olsaydı belkide şu anda annem ve babam yanımda olacaktı "diyerekten ağlamaya başlamıştım. Carol göz yaşlarımı silip beni teselli etmeye çalışıyordu.
Mola verme vaktimiz gelmişti. Elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmiştim. Carol ise ikimiz için kahve almıştı ve yola devam etmiştik.
Sabah saat 07:00 kalacağımız otele gelmiştik. Geceden beri gözümü kırpmamıştım .O kadar çok yorgundum ki direk odama dinlenmeye çıktım. Yine tesadüf olacak ki Carol ve odalarımız yan yanaydı.Biraz dinlendikten sonra kalkmıştım.
Saat 17:00 olmuştu. Akşam yemeği için hazırlanıp aşağıya inmiştim.Menüde Carolun en sevdiği yemekler vardı. Yemek yedikten sonra yürüyüş yapmaya karar verdik ve sahile gittik.Hava biraz rüzgarlıydı.saçlarım darmadağın olmuş dudağıma yapışıyordu.
Carol saçlarımı düzelterek biraz oturalım dedi.Yorulmuş olmalıydı. Biraz ileride bir dondurmacı vardı dayanamayıp oraya doğru ilerlemeye başladım. Carolda peşimden geldi.işte en çokta zayıf olmayı seviyordum.istediğim kadar yiyebilirdim.En çok sevdiğim çilekli ve çikolatalı dondurma toplarıydı.külahlarını yemeye bayılırdım.Dondurmaları bitirdikten sonra birde kağıt helvaya geçmiştim.carol bana şaşkınlıkla bakıyordu. O kadar çok şey yemiştim ki bakması normaldi tabi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANNA
FantasyO gün hayatının en güzel anını yaşıyordu. Yolda ki çiçeklerin kokusu, rüzgarın sesi o kadar güzeldiki o anı yaşamaya doyamıyordu. Taki o ana kadar. Babası direksiyon hakimiyetini kaybedip bir ağaca çarptı. Arabadan dumanlar yükseliyordu. Yardım bulm...