Merakıma yenik düşüp bir sonraki gece yine aynı ormana gitmiştim.Bu sefer yanımda sam yoktu tek ve yalnızdım.Tanınmamak için üzerime bir pelerin giymiş ve saçlarımı salmıştım.Hava yağmurluydu.Ama ne pahasına olursa olsun bu gizemi çözmeliydim.Merakım gün geçtikçe artıyor ve sanki beni ıssız bir uçuruma sürüklüyordu.
Yağmur damlaları üzerime damlarken ıslanmamak için hızlıca yürümeye başlamıştım.yine aynı yere geldim ve gizemli bölmeyi açtım.Upuzun bir merdiven vardı.Basamakları hızlıca inip etrafa göz atarken birden bire ayak sesleri gelmeye başladı.Git gide artıyordu.Hızlıca bölmeden çıkıp etrafı kontrol ettim.Birde ne göreyim Almira tam karşımdan geliyordu.Hayır olamaz bir an önce buradan uzaklaşmalıydım.Almira:
"dur"diye bağırıyordu.Ben ise onu duymazdan gelip koşmaya devam ediyordum.Pelerin yüzünden önümü göremiyor ve ne pahasına olursa olsun koşmaya devam ediyordum.yağmur gittikçe artmış soğuk tüm bedenimi resmen esir almıştı.Ama yine de koşuyordum.Biraz ileride bir sokak gördüm.Biraz ıssız görünüyordu ama başka çarem yoktu girip saklanmalıydım.saklandıktan sonra Almira etrafına bakınıp beni arıyordu.Tüm bedeni ıslanmış ve fileli çorabı yırtılmıştı.O kadar korkutucu görünüyordu ki ona baktıkça kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyordu.
Bir süre bekledikten sonra uzaklaşmaya başlamıştı.yağmur dinmişti.ıssız sokakta tek başıma yürümeye başlamıştım.sokak lambaları yanıp yanıp sönüyor, rüzgarın şiddeti git gide artıyordu.Etraf yoğun bir sisle kaplanmıştı.Birden bire telefonum çalmıştı.Arayan bir numaraydı.kesin yine Marcustur diyerekten telefonu açmıştım.Duyduğum ses ile birlikte şok geçiriyordum resmen.Arayan Almiraydı.Numaramı nereden bulmuştu peki."neredesin Hanna "dedi.o anda kalp atım hızım 50 kat daha artmıştı benim olduğumu görmüşmüydü acaba.evdeyim Almira demiştim normal bir ses tonuyla.o da öylesine sormuştum rahatsız ettim kusura bakma diyerekten telefonu kapatmıştı.pencereyi açıp derin bir nefes almıştım.şehir çok ıssız ve çok yalnız gibiydi.sanki kimse yaşamıyordu.üstüm sırılsıklam olmuş ve her tarafım çamurla kaplanmıştı.hemen banyoya gidip sıcak bir duş almıştım.duştan çıktığımda pencerem açık kalmış ve oda onun kokusuyla dolmuştu.Onu o kadar çok özlemiştim ki kokusunu duymak beni tamamen çökertmişti.yere diz çöktüm ve "Anne"diyerekten ağlamaya başladım.odam resmen onun kokusuyla güzelleşmişti."yasemin çiçeği" annemin parfümünün kokusuydu.Onları o kadar çok özlemiştim ki anlatamam.o kokuyu içime çekerek mutlu oluyordum.ama tabi onun yerini asla tutamazdı.Gözlerimi kapattım ve yaşadığımız güzel günleri hayal ettim.annemin bana bağırışı kavgalarımız hepsi bir bir geliyordu aklıma.O güzel günlerin değerini bilememişiz.Çok özledim be anne çok bir bilsen duysan şu sesimi.Sensizlik çok üzdü be anne çok...gözlerine baktığım anda hissettiğim o huzur o güvence o mutluluk şimdi hiçbiri yoktu be "anne-baba"sanki yapa yalnız kalmıştım bir şehrin ortasında...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANNA
FantasyO gün hayatının en güzel anını yaşıyordu. Yolda ki çiçeklerin kokusu, rüzgarın sesi o kadar güzeldiki o anı yaşamaya doyamıyordu. Taki o ana kadar. Babası direksiyon hakimiyetini kaybedip bir ağaca çarptı. Arabadan dumanlar yükseliyordu. Yardım bulm...