Bugün günlerden salı yani okulun ilk günü. 11. sınıfa geçmiş ve hayatımıza çeki düzen vermiştik. Sınıfımıza 3 yeni kişi gelmişti.
Sınıfa gittiğimizde carol'un sırasında Alice oturuyordu.Barıştığımızı duymamış olsa gerek.ah bu kız ne kadar da iticiydi.her fırsatı değerlendirmeyi bilen yapmacık biri.carolla beni yan yana görünce birden morali bozulmuştu. Ya gerçekten şu hayatta bir insan mutlu oldu diye yada biz barıştık diye morali bozulan ve buna üzülen insanlar vardı hala.Bu durum gerçekten beni çok şaşırtıyordu.carolun sırasına doğru ilerliyerek Alicei oradan kaldırmıştım.sınıfa Mark,linda ve Maria adında 3 yeni Kişi gelmiş.
Sınıf listelerinde isimleri yazıyordu. Ama kendileriyle daha tanışma fırsatı bulamamıştık.öğretmenimiz derse girmiş ve tatilimizin nasıl geçtiği hakkında sorular soruyordu.o anda kapı çaldı ve sınıfa 3 Kişi girdi. Yeni kişiler olsa gerek.içlerinden bir tanesinin yüzü çok tanıdık geliyordu.ah evet şimdi hatırladım bu ilk okul arkadaşım Mark bennett tı. Beni tanımış olsa gerek ki bir ön sıramıza gelip oturmuştu. Teneffüs zili çaldığında "Merhaba Hanna beni tanıdın mı "dedi.tabikide nasıl unutabilirim okulun en havalı çocuğu diyerekten gülmeye başladım. Ve o anda çocukluk anılarımızı anlatmaya başladık. Carol çok sıkılmış gibi görünüyordu. Bende konuyu kapatıp mark ile carolu tanıştırdım.
Bugün akşam Sam,Helena ,Carol ,ben ve teyzem bizim evde buluşacaktık. Çünkü teyzem evi tutmuştu. Bunun için de taşınmaya başlamalıydık.çatı katını kitap alanı yapacaktım. Hem okumak için hem de kitabımı yazmak için. Helena,sam ve carol geldiğinde ilk önce odamı toplamaya başladık. Helena kitaplıktaki kitapları indiriyor sam ise onları yerleştiriyor du.müthiş bir ikili olmuşlardı. Helena Hanna diye seslendiginde gözüm O tarafa yönelmişti. Üzeri biraz tozlanmış bir defter Helena 'nın elindeydi. Defteri incelemek için açtığımda içinde bir sürü yazılar vardı. Bu bir günlüktü. Hemde anneme ait.içerisinde babamı ilk gördüğü zaman ki duyguları ve düşünceleri yazıyordu. Merak edercesine okumaya başladım. İçerisinde o kadar güzel şeyler yazıyordu ki tekrar tekrar okumak istedi canım.
Annem ve babam üniversite yıllarında tanışmış. Annem ilk görüşte aşık olmuş. Babam gençken zayıf, beyaz tenli kumral bir adammış. Şimdi annemin neden aşık olduğunu anlayabiliyordum.tanıştıktan 2-3 gün sonra babam çıkma teklifi etmiş. İşte o günden beri bir daha hiç ayrılmamışlar.
Bir an içimi hüzün basmış gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Annem hiç böyle bir şeyden bahsetmemişti bana.Hiç söylememişti günlük tuttuğunu. Helena, sam ve carol günlük te ne yazdığını merak edip okumaya başlamışlardı. Nimeta teyzeme gidip günlüğü göstermiştim.o da hepimizi salona toplayıp anlatmaya başlamıştı. Alexis küçüklüğünden beri günlük tutardı. Her yaşadığı anı heyecanı kaleme alırdı. hatta bir kitap bile yazıyordu. Ama ne yazıkki tamamlayamadı. Yazdığı tüm günlükleri ve kitabı benim odamda bir sandığın içinde saklıyorum dedi.sandığı getirdi ve bana verdi.Açtığımda içinde bir sürü fotoğraf ve günlükler vardı. Hepimiz tek tek incelemeye başlamıştık. Annemin yarım kalan kitabını okumaya başlamıştım. o kadar çok güzel yazmıştı ki okumaya doyamıyordum.ilk işim annemin yarım kalan kitabını tamamlamak ve bastırmak olacaktı.
Evi bayağa toparlamıştık .sadece birkaç yer hariç. O kadar çok yorulmuştuk ki bir film izlemeye karar verdik."korku filmi "ışıkları söndürdük ve izlemeye başladık. En korkunç yerinde Helena ve ben çığlığı basmıştık.Helena korkudan same sarılmış ve bundan haberi.yoktu.bir anda dank etti ve hızlıca uzaklaştı. Carol ve ben birbirimize bakarak gülüyorduk.film bittikten sonra sahilde yürümeye karar verdik.carol bize dondurma yemeyi teklif etmişti. Biz ise midye.of yine bir ikilemenin arasında kalmıştık. Carol bizi kırmayıp en sonunda midye yemeyi kabul etmişti. Helena ve ben en çok kim yiyecek diye yarış yapıyorduk. Carol "Hanna fazla yeme istersen midene dokunur "dedi.ama ben ne yazıkki onu dinlemeyerekten yemeye devam etmiştim. Ve gecenin sonunda hastaneye gitmek zorunda kalmıştık. Midem o kadar çok bulanıyordu ki daha fazla dayanamamıştım.keşke carolu dinleseydim.Teyzem hastaneye gittiğimizi duymuş ve apar topar yanımıza gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANNA
FantasyO gün hayatının en güzel anını yaşıyordu. Yolda ki çiçeklerin kokusu, rüzgarın sesi o kadar güzeldiki o anı yaşamaya doyamıyordu. Taki o ana kadar. Babası direksiyon hakimiyetini kaybedip bir ağaca çarptı. Arabadan dumanlar yükseliyordu. Yardım bulm...