Bu bölüm, bağımsız bir JiKook kurgusu içerir.
Sırtımı koltuğa yaslayıp derin bir nefes aldım. Biraz rahatlamaya ihtiyacım vardı. Araba seyir haline geçtiğinde gözlerim pencereden etrafı seyrediyordu. Bir lisenin yanından geçerken aklıma düştü.
"Donghyun, burası Jungkook'un lisesi değil mi?"
Donghyun, kısa bir anda liseye bakıp ardından yeniden yola bakmaya devam etti.
"Bay Kim'in kardeşi olan mı, efendim?" Onu onayladım.
"Evet, Bay Park." Başımı salladım. Burayı görmeyeli uzun zaman olmuştu. Üstelik Jungkook'un eski okulu yıkılmıştı ve buraya taşınmışlardı, öyle demişti telefonda. Okul binasından biraz uzaklaştığımızda tenha sayılabilecek bir alanda, bir kalabalık gördüm. Gençler bir aradaydı ve kavga olduğu, belki de tecrübelerime dayanarak, direkt anlaşılmıştı.
"Donghyun, aracı durdur lütfen." Beni ikiletmeden uygun bir alanda durdu.
Arabadan indiğimde üzerime esen rüzgârla beraber ilerlerken, oturduğumda bozulan ceketimi düzenledim.
Kalabalıktan gelen karmaşık seslerden ne dediklerini seçmek zordu. Fakat birbirlerinin üzerine saldıranları görebiliyordum. Yanlarına birkaç adım kaldığında seslendim.
"Hey, hey, hey! Gençler, dağılın." Niçin onlara 'gençler' dediğimi bilmiyorum. Aramızda en fazla beş yaş vardır fakat üzerimdeki ağırlık bana olgunluk hissi veriyordu.
Çocuklar merakla dağıldığında bakışları bana döndü. Aralarından Jungkook'u seçebildim. Onu tanıdım fakat bunu, elbette, belli etmedim. Bakışları beni bulduğunda şaşırmıştı. Ona sataşıyorlarmış gibi görünüyorlardı. Bir el yakasına yapışık duruyordu.
"Sana ne oluyor?" Saygısız bir cümle Jungkook'tan gözlerimi aldığında iri yarı bir gence, konuşan çocuk oydu, baktım.
"Bana bir şey olmuyor. Ama size de olmadan giderseniz iyi olur." Koruduğum sakinlik onları her an daha da sinirlendiriyordu.
"Hayırdır sen ya? Birinin velisi falan mısın, ne ayaksın?" Kullandığı saçma sapan üsluba karşın sinirlenirken yüzüme onları daha da kızdıracak bir tebessüm takındım.
"Kimsenin velisi değilim. Kavgadan ve zorbalıktan hoşlanmayan biriyim ve siz de beni rahatsız ediyorsunuz." Artık hepsinin odağı bende toplanmıştı. Donghyun'un hazırda beklediğine emindim.
"Rahatsız oluyorsan basıp gidersin, ne gürültü yapıyorsun?"
"Yoo, ben tam olarak burada durmak istiyorum ve bu hakka sahibim. Ama sen beni şiddet görüntülerinle rahatsız etme hakkına sahip değilsin. Şiddet uygulamandan bahsetmiyorum bile." Dik duruşumu bozmadan sakinlikle konuşmaya devam ettim. Bu onların dikkatini dağıtıyordu.
"Amma uzun uzun, boş boş konuşup kafa ütüledin be! Git hadi, sen yoluna, biz yolumuza!"
Ellerimi ovuşturup düşünüyormuş gibi kafamı salladım.
"Muhteşem fikir. Bir de şu var, okul müdürünüzle tanıştığımı biliyor muydunuz? Ve tam karşımızda da bir güvenlik kamerası olduğunu? Ya da ne bileyim, hepinizin öğrenci kayıtlarına ulaşmakta zorlanmayacağımı falan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Night and Night | KookMin
Non-FictionOna karşı kocaman bir sevgi taşıyan kalbim, onun tarafından parçalanıyordu. Ama umarım ona olan sevgime zarar vermezdi. 🌃