Bölüm| Siyah Kuğu

941 50 21
                                    

Bu bölüm bağımsız bir JiKook kurgusu içerir.

Sevgilimi bulmalıydım, onu oradan almalıydım. Uğrunda ne gidecekse gitsin, bizi bu cehennemden kurtarmalıydım.

Eğer yarın onu kurtarmazsam, iki gün sonra küllerimiz yayılacaktı şehre. Kalmayacaktık. Kalamazdık. Onu acıtmalarına asla izin vermezdim.

Şu an beni de, onu da tıkamışlardı aptal bir kafesin içine. Çünkü bizim âlemimizde, benim onu sevmem yasaktı. Ya kalbime nasıl yasaklayacaklardı bunu? Sözde yasaklamak kolaydı, ya duygularımıza nasıl hakim olacaklardı?

Olamazlardı, olamadılar da zaten. İlk günden beri gönlümüz tutundu birbirine. Çok kaçtık, yaralanmayalım diye çok kaçtık birbirimizden. Ama olmadı, hislerimiz güçlü olur bizim. Geçmez kolay kolay. Vazgeçemezsin, unutamazsın. Kalbin alev alev yanar.

Düşüncelerle doluydum, tek odaklandığım şey buradan kaçmaktı. Simsiyah bir ortamdaydım. Bu da bir ceza şekliydi tabii, beyazı sevdiğimizden siyaha kapatıyorlardı bizi.

Bir anda kafamın içinde derin bir sızı, kulaklarımı yırtacak gibi bir çınlama hissettim. İrkilerek yüzümü buruşturduğumda elim istemsizce kulaklarıma gitmişti.

Şehrin diğer ucu. İlk yer, uçurum. On dakika. Uzak. Hapis.

Jimin'di bu.. Bir anda ayağı fırlayıverdim. Şu anda üstlerimiz bizim güçlerimizi azaltmak için durmadan çalışıyorlardı. Ve hâlâ tamamen başaramamışlardı demek ki!

Tekrarladım aklımda söylediklerini. Kesik kesikti cümleleri, güçlerimiz eksilmeye başlamış olmalıydı.

Şehrin diğer ucu.. Bunu tahmin edebilmiştim, benden en uzağa götürmekti amaçları. İlk yer, uçurum.. Bu, bizim ilk buluşmamızda gittiğimiz yer olmalıydı, şehrin diğer ucundaydı. On dakika.. Bunun anlamı ne olabilirdi? Yüksek ihtimalle yerini bildirmeye çalıştığı için mesafeyle ilgiliydi. Hapis.. On dakika.. Uçurum..

Uçuruma on dakika uzaklıkta bir hapiste olmalıydı! Bulmuş muydum, öyle miydi? Çığlık atacaktım neredeyse. Bu aptal mahzende bunu yapmamak için kendimi zor tuttum.

Onunla iletişim kurmak zorundaydım, doğruluğundan emin olmalıydım.

Gözlerimi sıkıca yumarak soyutlandım. Odaklandım tamamen. Kalp atışlarım sanki odada yankılanıyordu, o kadar sessizdi şimdi.

Jimin, buradayım. Cehennem Mahzeni. Doğru mu?

Cümlelerimi kısa tutmaya çalışıyordum, en kısa haliyle. Beni anlaması gerekiyordu. Şu anda gücümüzü tamamen kullanma yetkimiz yoktu.

Sabırsızlıkla beklemeye başladım. Burada zaman çok ağır geçiyordu sanki. Kalp atışlarım çok hızlıydı. Gerginlikten bitap düşecektim.

Zaman kavramımı yitirmiştim, ne kadar geçti bilmiyordum.

Bir anda sol karın boşluğumda bir ağrı hissettim. Sert bir darbe gibiydi bu. Biri.. Biri Jimin'e zarar vermiş olabilir miydi? Kim cürret ederdi, nasıl ederdi?

Doğru. 52 numara. Bekçi, Kulaksız.

Kalp atışım yetmemiş gibi daha da hızlandı. Saçlarımı çekiştirdim. 52 Numara, işkence demekti. Kulaksız.. En adi düşmanımızdı. Her şey bugünü beklermiş gibi gelmişti başımıza.

Delirecektim. Kulaksız, hiçbir fırsatı kaçırmazdı. Jimin'e vuran o olmalıydı. Kafama vurdum defalarca. Düşündüm, düşündüm.. Başka çaresi yok. Onu kurtarmak zorundayım. Burada böylece oturamam.

Night and Night | KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin