Bölüm| Dün Gece Bir Rüya Gördüm

201 16 19
                                    

Bu bölüm, bağımsız bir JiKook kurgusu içerir.

 Televizyona gözlerimi dikmiş Jeon lanet Jungkook'un kıvırışlarını izliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Televizyona gözlerimi dikmiş Jeon lanet Jungkook'un kıvırışlarını izliyordum. Dans konusunda bir devdi. Ve şarkı işinde de tabii.

Gerginlikle sallanan biz diz ve arada sırada ağzıma götürdüğüm tırnaklarımla insanlara çığlık attırmakla meşgul olan adamı seyrettim. Evet, muhteşem görünüyordu. Dansını muhteşem ediyor ve tüm her şeyi muazzam halde gerçekleştiriyordu.

Tüm bu çığlıklara hak veriyordum ama sinirim ağır basıyordu.

Jeon'un incecik beli, zarafetine nahiflik de katıyordu. Asi saçları yüzüne dökülürken insanları ne hale getirdiğinin ve nasıl da güzel göründüğünün bilincinde hareket ediyordu. Ve bu onu daha da kışkırtmaya teşvik ediyordu.

Hareketleri övgü dolu çığlıkları ve çığlıklar da onun daha kışkırtıcı hareketlerini çağırıyordu. Tüm bunlar birbirini izlerken ben bu adam karşısında dağılıyordum. Lanet olası bir güzelliğe sahipti.

Sağlıksız bir düşünce yapısına sahip olsam dahi başarılı ve mutlu oluşundan büyük gurur duyuyordum elbet. Başardığı her şeyde onunla birlikte seviniyor, ağladığında ağlıyor, nefesini tuttuğu o tüm törenlerde ben de nefessizce izliyor ve kazanmasını bekliyordum.

Tere sarılmış bir bedendi şimdi fakat bu bile engel değildi çekiciliğine. Gerçek bir afetti ve ne yazık ki tek gören ben değildim.

Heyecan, beğeni ve biraz da gerginliğin ardından performansı bitti. Doğruyu söylemek gerekirse ben de derin bir nefes almış, omuzlarımdaki yükü atmıştım. Şu süreçte sosyal medyaya girmek istemiyordum, her yerin onun fotoğrafları ve akan ağız sularıyla dolacağını tahmin edebiliyordum.

Saçımı kaşıyarak gergince oturduğum koltukta biraz olsun kaslarımı rahatlatmayı denedim. Bunca gerilmenin sebebini bilemiyordum. Masada duran soğuk sudan bir yudum aldığımda daha sakindim.

Külçe gibi oturduğum yerde kalmış ve uzun süre kıpırdamamıştım. Belki de bir saat geçmişti bile. Çalan kapı sesi ile dikkatim dağıldı ve nihayetinde kapının önündeydim.

Evet, neyse ki o gelmişti.

Kapıyı açtığım anda yorgunluğunun bile saklayamadığı ihtişamı karşımdaydı işte.

"Jimin-ah? Bekletecek misin beni? Deli gibi yoruldum." İçeriye girerken konuştu. Kapıyı ardından kapatıp ona döndüm.

"Hoş geldin. Hiç çekinme, içeri geçebilirsin." Cümlemi kurmadan önce koltuklara yayılmıştı bile, imalı cümleme tepki vermediğinde şaşırmadım.

"Ah, gelsene yanıma. Gerçekten yoruldum, güçsüzüm." Ayakta dikilen bana bakarken istedi. L şeklindeki koltuğa uzanmıştı, yanına oturdum.

Yüzüne düşen birkaç saçı ittirdiğimde bakışlarını benden ayırmıyordu.

"İçecek bir şeyler ister misin? Belki rahatlatır." Bu fikre gözleri parıldadı.

Night and Night | KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin