Bölüm| Karanlıkta Bir Işık

814 45 26
                                    

Bu bölüm, bağımsız bir JiKook kurgusu içerir.

Yalnız bir insandım ben.
Ve bunun zoruma gittiğini kendime karşı saklayamıyordum.

Bir yere kadardı "İyiyim." yalanları. Kendinizi bile bir yere kadar kandırabilirdiniz. Bir gece yarısı. Uyuyamıyorum. Son günlerde, kendimi kandıramıyorum. İçimden dışımdan hüzün akıyormuş gibi hissediyorum. Bazen, kalbim sökülüyormuş gibi hissediyorum. Sanki, biri ruhuma kan kusturuyormuş gibi. Bir el tutmuş boğazıma, sıkıyormuş gibi.

Sadece bir sebep arıyordum. Sadece bir sebep. Her şeyin iyi gittiğine inanmıştım. Hayatımda yolunda olmayan ne varsa düzeltmiştim. Tüm soruları bir bir çözdüm. Hatalar, kusurlar.. Ne varsa. Kaldırdım çöpe attım. Düzelttim. Yaktım, yıktım, yok ettim. Hayatımda olmaması gereken her şeyi, insanları bile çıkardım. Etrafımda bir kişi bile kalmadı. Tek bir kişi bile. Annem vardı sadece, o hep benimleydi. Sağ olsundu.

Bir süre, çok iyi hissettim. Çok iyi. Sanki mutluluk saçıyordum! Enerjim yüksekti, iyi ve pozitiftim. Ama uzun sürmedi. Yalnızlık.. Zor değil mi? Birini düşünün, ömür boyu yalnız. Lanet olası bir yalnızlık, çocukluğundan beri peşini hiç bırakmamış. Kendimi acındırmak değil düşünmemin nedeni. Sadece sebep arıyorum, nedir göğsümü böyle ağrıtan?

Yapabildiğimin en iyisiydim. Her konuda. Elimden ve kalbimden gelenin en iyisini yapıyorum. Her zaman, herkese karşı. Övünmüyorum, demek ki yapmamalıymışım. Kendimi ezdirtmiyorum, kullandırtmıyorum, sadece iyiyim.. İyi davranıyorum. Ama kimseye yetmiyormuş demek ki. Kimsenin kalbinde sevgi yeşertecek güce sahip değilmişim.

Gözyaşlarım süzülüyordu yavaşça. Uzun zamandır ağlamadım. Sanki zor çıkıyor gibi yaşlar. Ama bir zehir gibi hissettiriyor, akmazsa ölecekmişim gibi.

Tek bir cümle yankılandı zihnimde.
Ben sevilmeyi çok özledim.
Ben sevilmeyi çok özledim!

Aklımda canlanan bu cümle, gözyaşlarımı anında hızlandırdı. Artık zorlanırmış gibi akmıyorlardı. Doğruydu. Ben sevilmeyi çok özlemiştim. Çok! Sevilememek ızdırap gibiydi. Kimsenin hayatında bir konumum yoktu. Geçiyor ve gidiyordum. Bu hep böyleydi, hep! Nasıl böyle olurdu? Nasıl biri ısınamazdı ruhuma? Bu kadar kötü müydüm?

Neydi sebebi, dış görünüş mü? Ama arkadaşları, sevenleri olanlara bakıyorum. Kimse çok güzel değil ki! Karakter mi? Biliyorum biraz tuhaf bir yapım var ama onlar da çok normal değil ki! Bir kere bir arkadaş grubu görmüştüm, içlerinden biri amma şımarık ve huysuzdu. Ona rağmen yanındaki arkadaşları gitmiyor, onunla kalıyorlardı. O zaman anlamıştım, sorun her zaman nasıl biri olduğunda değildi.

Kaderdi adı, kader. Çocukluğumda bile sevmezlerdi beni. Dışlarlardı. Küçücük bir çocuktum "Bizimle oynama, git." dediklerinde. Ve büyüdüm, çok çabuk. Acı ve ızdırapla. Beni seven birkaç insanı toprağa vere vere büyüdüm.

En sonunda böylece kaldım, yapayalnız. Annem de olmasa, arada sarılmasam ona, nasıl yaşardım kestiremiyorum.

Uyuyamıyorum. Gecenin bir yarısı. Bildirim sesi yankılandı odada. Normalde interneti açık bırakmazdım fakat dalgınlık olmalıydı. Ve ayrıca bu saatte mesaj da almazdım. Ya da günün herhangi bir saatinde.

Durum böyle olunca merak ettim ve telefonuma ulaştım. Mesaj uygulamasından görünüyordu bildirim.

Jeon Jungkook
Merhaba.
03.12

Jeon Jungkook mu? Kendisi bizim okulumuzdan bir öğrenciydi. Kibar ve saygılı bir çocuk gibi görünürdü. Pek konuşmamız geçmemişti ama onu severdim. Başarılıydı, çalışkandı. Arkadaşları vardı. Gördüğüm kadarıyla pek konuşkan değildi. Genelde ondan 'soğuk' biri olarak bahsedilirdi lakin ben hiç öyle düşünmemiştim. Sadece, her an kahkaha mı atması gerekir? İnsanlar soğuk sıfatına bayılıyorlardı.

Night and Night | KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin