Elbisemin belini düzeltirken hangi akla Jimin'in teklifini kabul etmiştim bilmiyordum.
O kadar güzel konuşmuştu ki:
'Ya sadece seni istiyorsam?'
Birden kendimi 'tamam' derken bulmuştum.
Şimdi ise pişman pişman hazırlanıyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Son hazırlıklarımı yapıp evden çıktım. Zaten Soo Bin yoktu nerdeyse hergün Jungkook'la çıkıyorlardı.
Kendi arabama bineceğim derken aslında hala bende olmadığını hatırladım. Taksiye bineceğim sıra arkamdan gelen korna sesiyle kendi arabamı ve içindeki Jimin'i gördüm.
Yan kapıyı açıp oturdum ve kemerimş bağladım.
Hala yola çıkmadığımızı fark ettiğimde ona döndüm.
Bana bakıyordu, yüzüme..
" Ee~ tüm gün burda oturacak mıyız?"
Elini yanağıma çıkardı ve hafifçe okşadığında elini itememiştim.
" Sanırım büyülendim."
Sanırım ben de büyüleniyordum~
HAYIR!
Hayır Mina, Park Jimin tek gecelik ilişkilerin adamı! Sakın kendini ona kaptırmak gibi bir hata yapma.
Sakın!
Bileğinden tutup elini uzaklaştırdım.
" Bir an önce ne yiyeceksek yiyelim bitsin bu gece! "
Yüzünden bozulur gibi bir ifade geçse de tekrar gülümsedi ve restorana gitmek için yola çıktık.
Oldukça lüks duran bir restorana gelince içeri girip garsonu Jimin'in bize ayırttığı yer için takip ettik.
