Partner Of My Heart ๛ PJM

35.BÖLÜM

Finale doğru yaklaşıyoruz~
Sanırım 3-4 bölüm kadar kaldı🥺😔

Ama toparlanın ayrılamıyoruz daha 5-6 tane daha kurgumuz var..

Vote-Yorum💜

Mina, ilerleyen saatin ve daha fazla çalışan bedeninin yorgunluğuyla çoktan Jimin'in omzunda uyuya kalmıştı.

Oğlansa dış ortamdan soyutlanmış yalnızca bu güzel kadını ve bebeklerini izliyordu...

İzliyordu ve onları sarıp sarmalamak, korumak ve hiç bıkmadan sevmek ihtiyacına kapılıyordu.

Kendisine " Jimi~n" diye seslenen arkadaşına dönünce " yukarı çıkar da yatır?" diye önerisinin karşılığında benim aklım neredeydi diye sitem etti içten içe.

Kızın üzerine eve geldiklerinde üşümemesi için örttüğü battaniye ile kucağına alıp kendi kaldığı odasına yatırdı.

Üzerinde triko elbise olmasından dolayı rahatsız olmayacağını düşünerek değiştirmedi kıyafetlerini. Kendisini de yanına atarak Mina'ya arkadan sarıldı.

Böylece kızın sırtı göğsüne, saçları ise burnuna geliyordu.

Vanilya kokusunu içine çekerken ellerini, Mina'nın her daim karnına koyduğu elleriyle birkeştirdi.

Omzuna dolgun dudaklarını bastırırken düşündü: huzurun bir kadının kokusunda nasıl saklı olabileceğini. Ama öyleydi Lee Mina ona yaşamadığı duygular yaşatmış ve kalbini huzurla kaplayıvermişti.

Şimdi ve bundan sonra huzurla aynı yatakta uyumayı istiyorlardı.

~~~

Mina önünde duran devasa havaalanına baktı bir de yanındaki adama. Diğer yanında ise Angela, Jin, Soo Bin ve Jungkook.

Artık Kore'ye dönüyorlardı. Angela bile: Jin'le birbirlerine aşık olmuşlardı ve Jin Angela'ya onunla dönmesi teklifini sunduğunda düşünmeden evet demişti.

Diğerleri ise çoktan Kore'ye dönmüşlerdi çünkü Mina hemen dönmek istemeyince 2 ay daha bekleyememişlerdi işten dolayı, M&S'i ise çocuklar idare etmişlerdi bu süre zarfında.

" Hazır mısın?" diye Jimin'in yönelttiği soruya başıyla onaylamakla yetindi.

Hazırdı ama bir yandanda korkmuyor değildi.

Ama artık cesurdu, cesareti vardı.

Büyük kapılardan, kontrollerden geçerek en sonunda uçağa yerleşmişlerdi.

Mina ise kemerini bağladıktan sonra heyecanını unutabilmek için çoktan Jimin'in omzunda uyku moduna girmişti..

Koltuğu yatırıp daha iyi uyuyabilirdi fakat hiçbir şey Jimin'in omzunun yerini tutmuyor, hiçbir şey artık onun kokusu kadar rahatlatmıyordu; vanilya bile..

Jimin ikisinin ellerini kenetleyip başının üzerine başını yasladı artık küçük ailelerinin oğullarıyla tamamlanmasını bekleyeceklerdi.

Evet oğulları... Yaklaşık 3 hafta kadar önce bebeklerinin cinsiyetini öğrenmişlerdi. Jimin ne kadar kızımız olacak dese de Mina'nın dediği çıkmıştı, annelik iç güdüsü işte..

Sonrasında ise evlenme teklif edecekti aslında Kore'ye dönünce kısa sürede edecekti ama oğulları doğunca evlenirlerdi tabii ondan önce de aileleriyle sorunları gidermeleri gerekiyordu.