Partner Of My Heart ๛ PJM

6.BÖLÜM

-> Aklımdaki Mina karekteri böyle değildi, daha sakin biriydi ama sanki böyle daha iyi?

Vote-Yorum💜

(Mina)

Bts Tasarımın binasına girdiğimizde danışmaya gittiğimde geçenki adamka göz göze geldik.

" Nasıl yardımcı olabilirim?"

Gülümseyip yanıtladım.

" Jeon Jungkook ile görüşecektik?"

" Elbette efendim hemen açıyorum."

Çalışanların kartlarını okutarak şirkete giriş yaptıkları turnikekerden geçtik.

Şirket binasına giriş yaptığımızda asansör ile Jeon Jungkook'un odasına gittik.

İçeri girince bizi görmesiyle ayağa kalkıp karşıladı.

" Hoşgeldiniz? "

Soo Bin'in konuşmasını bekledim

" Hoşbulduk Bay Jeon."

Saldalyelere otururken:

" Sanırsam üçümüz de aynı yaştayız bana yalnızca Jungkook diyebilirsiniz."

" Pekala Jungkook, biz teklifinizi onayladığımızı söylemek için geldik."

" Harika, o zaman anlaşma maddelerini görüşmeye başlayabiliriz? "

" Olur. "

" Peki bu aramızda geçen tatsızlığı unuttuk mu? "

Bana dönerek bu sefer sorusunu yönelttiğinde. Dudağımı ıslatarak gülümsedim.

" Elbette unuttuk, sonuçta siz bize oldukça iyi bir teklif yaptınız. "

İçimden sen öyle san, ben o Park Jimin'i nasıl çıldırtacağım gör diye geçirsem de hiçbir şey yansıtmadım ona karşı.

Tavşanı andıran gülğmsemesini sergilediğinde Soo Bin'in ona takılı kaldığını fark ettim.

Boğazımı temizledim ve Soo Bin'in bana dönmesini sağladım.

" Biz artık gidelim" diyip ayaklandım.

" Aslında, ortaklık için maddeleri konuşdaydık?" dediğinde:

" Soo Bin'le başlayın benim bi' telefon görüşmesi yapmam gerek."

Onayladığında kapıdan çıkarak telefonumu çıkarıp

'Ara'  mesajını attım dünden beri belirli zamanlarda arattığım gibi, aynı katta olan Park Jimin'in odasına doğru ilerledim. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde Jimin'in telefonda ve çatık kaşarla ileri geri adımlıyordu.

O hala beni fark etmemişken duvara yaslanıp kollarımı birbirine bağlayıp önümdeki oyunu izledim.

" Bak seni tanımıyorum, beni rahat bırak!... Sen bela mısın ya... Adını bile daha önce duymadım! "

Telefonu duvara fırlattığında kahkaha atmamak için birbirine bastırdığım dudaklarımı daha fazla tutamadım.

Odada kahkaha seslerim yankılandığında bakışları bana döndü.

" Sen-? Ne işin var burda? "

" Tch tch tch, sana misafir gelmiş birine çok kaba davranıyorsun hem de tasarımımı çalmışken."

Ofisime geldiğinde sarf ettiği cümleleri kullandığımda sinirden dişlerini sıktığını anlayabiliyordum ve durmadım daha da damarına bastım.