19 [M]

727 37 22
                                    

iyi okumalar!!

(nsfw kısmını çizgilerle okudum son birkaç paragrafa geçebilirsiniz direkt okumak istemezseniz)

Metronun kalabalıklaştığı vakitten bir saat önde oldukları için, Jongin'in evine dönerken oturacak yer bulmakta zorlanmadılar. Çoğunlukla sessizlik içinde oturdular, tren tünelden geçerken çantaları kucaklarındaydı. Kyungsoo'nun baş parmağı sırt çantasının kayışlarıyla oynuyordu, belli ki ilk randevu endişesini yaşayan tek kişi Jongin değildi.

Ya da, endişe değil. Beklenti. Kyungsoo ile yaşadığı her ilk heyecan vericiydi.

Jongin evin kapısını açtığında kapıyı misafiri için açık tutmayı unutmadı ve ayakkabılarını çözüp eşyalarını yerine koymadan önce içeri girsin diye Kyungsoo'ya işaret etti. 

"Dur, yardım edeyim," Kyungsoo mırıldandı, ceketini çıkarmasına yardım etmek için elleri Jongin'in ceketinin omuz kısmına uzandı. 

"Teşekkürler," Jongin, diğerinin ceketi yerine asmasını gülümseyerek izledi. Kyungsoo'nun ona ayak uydurduğunu görmek güzeldi, çoktan Jongin'in rutinine alışmıştı. Her zamanki gibi iyi bir gözlemciydi.

Kravatını çözerken Kyungsoo'nun onu izlediğini hissedebiliyordu. Jongin yutkundu, üstünü değiştirmek için banyoya gitmesi daha mı iyi olurdu bilemedi. Beceriksiz elleriyle gömleğinin düğmelerini çözmeye odaklandı bir süre.

"Kıyafetlerini çıkarmana yardım etmeyi teklif ederdim..." Parmağı düğmeler üzerinde gezerken sesi afacan bir ton ve cezbedici olma arasında gidip geliyordu. "ama bunu yaparsam yemeğe çıkamayabiliriz." Jongin'in yanağına tatlı bir öpücük kondurdu ve Jongin'in kişisel alanından uzaklaşıp sanki gözleri Jongin'in üzerinde kalırsa ona karşı koyamayacakmış gibi dikkatini duvardaki sanat eserine verdi.

"Ç-çok uzun sürmez," Jongin cevapladı, kızarıyordu. Acıkmıştı ve şeyden önce gerçek bir randevuyu hak ediyorlardı... daha sonra yapacaklarını düşünürse... Kontrolden çıkmış düşüncelerini susmaya zorladı. Her şey sırasıyla.

Gömleğini dolaba astı ve Kyungsoo'nun gündelik kıyafetlerine uymak için bir tişört üzerine beyaz Levi's sweati attı, kumaş pantolonundan kurtulduktan sonra hızla koyu renk kotunu giydi.

"Ne tür yemeklerden hoşlanırsın?" Muhabbet olsun diye sordu.

Kyungsoo omuz silkti. "Seçici değilim."

"Nehrin diğer tarafında bildiğim iyi bir dimsum mekanı var?" (ç/n: çayla servis edilen bir tür çin yemeği, fotoğraflardan anladığım kadarıyla büyük mantılara benziyor??)

Kyungsoo onaylar şekilde kafasını salladı. "Tabii, ne istersen."

"Ve ben sorduğum için ben ödüyorum," Jongin açıkça belirtti.

Kyungsoo karşı çıkacakmış gibi göründü ama Jongin'in isteğindeki içtenliği fark etmişe benziyordu, ağzını kapattı. "Peki," dedi küçük bir gülümsemeyle.

Jongin saçındaki jeli dağıtmak için aynanın karşısına geçti, daha doğal bir şekilde önüne düşüyordu şimdi. "İstersen çantanı burada bırakabilirsin," yapabildiği kadar kayıtsız söyledi. "Sürekli yanında taşımak zorunda kalmazsın."

Gecenin sonunda buraya dönmesi gerekecek demekti bu, Jongin'in yatak odasına. Teklifi düşünürken dilinin dudaklarının üzerinde gezişi Kyungsoo'nun da bunun farkında olduğunu gösteriyordu. 

"Peki." Kahverengi çantanın yavaşça omuzlarından kaymasına izin verirken kolları bükülüyordu. Tanrı aşkına, bu herifin yaptığı her şey bu kadar şehvetli olmak zorunda mıydı? Kapüşonlusunu çantasından çıkarmaya eğildiğinde eşofmanı tüm doğru noktalara yapışıyordu. Jongin gözlerini alamıyordu.

What the Nightingale Spies (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin