selamlar!! geçiş bölümü (yani ben öyle düşünüyorum sjsj) olduğu için birazcık kısa bir bölüm ama diğer bölümün kelime listesi hazır hemmen çevirmeye başlayacağım ve bir aksilik çıkamazsa biraz geç olsa da akşama atmayı planlıyorum.
iyi okumalar!!
-
Dyo ile görevini sona erdirdikten sonra Kai, gelecekte karşılarına çıkabilecek başka görevler için sayfa kenarlarına minik notlar karalayarak başka haritaları yorumlamak üzerinde çalıştı. Görünüşe bakılırsa, "gelişmekte olan" veritabanında bitmek bilmeyen bir şablon listesi vardı. Bazen Kai, Kore'deki tüm binaların ve Çin'dekilerin de en az yarısının taslaklarına sahip olduklarını düşünüyordu. Prudence Inc. ile olan sözleşmesi her hafta üç tane inceleyip üzerine not düşmesi gerektiğini söylüyordu ama Kai genellikle bir düzinenin üzerinden geçmeyi başarıyordu. Yedi gün gibi bir süre içinde muhtemel olarak kaç tanenin üzerinden geçebileceğini görmek istemişti başta, ama asgari olarak zorunlu tutulan sayıyı ilk kez geçtiğinde maaş çekinde fazladan 100 bin won olduğunu fark etti. Konuyu Kris'e taşıyıp bir hata olduğunu dile getirdiğinde Kris ona manidar bir bakış atıp maaş toplamında bir yanlışlık olmadığını söylemişti. Ofisden azledilmeden ve patronunun odasından aceleyle kaçmadan önce odanın ortasında dikilip "uuh" demekten başka bir şeyler ifade etmeye çalışıyordu. (Kris'in soğuk bakışları onu ürkütmüştü.) Ama mesaj anlaşılmıştı: harita başına ödeme anlaşması hakkında diğer navigatörlere boşboğazlık etmediği sürece Kris ekstra eforunu ödüllendirmekten memnundu. Şu hak-etmek-için-ne-olduğunu-çöz durumlarından biri olduğunu tahmin etti.
Kai, her şeyi genelde olduğundan daha geç saatte kapattı. Lobi tuvaletinin yoluna koyulduğunda saat sabah altı buçuktu. Kravatını çıkardı, beyaz gömleğinin kollarını dirseklerine kadar sıvadı ve siyah çerçeveli gözlüklerini taktı. Daha kayıtsız, kabarık bir görüntü vermek için eli joleli saçını karıştırdı. Ceketini dikkatli bir şekilde katladı ve deri omuz çantasının içine yerleştirdi, ve Jongin sabahın erken saatlerinde Seul sokaklarına adım attı.
Birkaç metro durağından sonra yaşadığı mahallenin küçük durağında metrodan indi. Jongin dik bir tepeden yukarı her sabah tırmandığı yolu tırmandı ve Chateau des Chats'ın ahşap kapısını itti.
Küçük bir zil, mekanın sahibinin tezgah arkasından kafasını kaldırmasına neden olacak şekilde Jongin'in girişini ilan etti. "Günaydın, Luhan," adamı bir gülümseme ile karşıladı.
"Günaydın, Jongin! Bugün birazcık geç kaldın. Latteni bir süre önce çöpe attım. Yenisini hazırlarım hemen," Luhan mutlu bir şekilde cevapladı. Kendisini kahve makinesiyle meşgul etti, odadaki birçok kedisini tamamlayan eli çabuk bir zarafetle hareket ederken sarı saçı zıplıyordu.
Jongin ön cama yakın her zamanki masasına oturdu ve genç bir tekir kedinin onu selamlamak için kucağına tırmanması birkaç saniye aldı. "Günaydın, Mimi," dişi kediyi sevmeye başladı kedinin yanaklarını hafiften kaşıyarak, kediyse iyiliğine karşılık vermek istiyormuşçasına adamın çenesine doğru sokuldu ve selamlamasını miyavladı.
Kedi kafesine bir süre önce rastlamıştı, işte özellikte zor geçen bir günden sonra bomboş evine geri dönmekten korku ve endişe duyduğu bir günde. Kedi yoldaşlığı kulağa cazip geliyordu: dertlerini paylaşabileceğin sıcak, sokulgan, seni yargılamayacak ama onu her sevişinde stresini yatıştıracak bir varlık? Evet, lütfen. Son derece iyileştirici bir şeydi. Bununla birlikte herhangi bir insan yoldaşlığı da kazanacağını düşünmemişti ama Luhan kafeyle birlikte gelen sevimli bir nimetti. Büyükbabası öldükten sonra Kore'ye göç etmişti kafenin genç sahibi, büyükannesine ailenin birçok ticari kuruluşunu üzerine alması için yardım etmeye gelmişti. Sonunda, diğer her şeyi satmıştı kedi kafesini tutmak için, kocasına (dolayısıyla ona) çok büyük mutluluk getirdiğini söylemişti kafenin. Luhan büyükannesi de ölene kadar kadınla beraber yürüttü kafeyi ve o öldüğünde aynı şekilde mecbur hissetti mekanı açık tutmak için. Yani...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What the Nightingale Spies (çeviri)
FanfictionÇalıştığı ajansta yeni bir ajanı yönlendirmekle görevlendirilen Kai için gece görevleri çok daha ilginç bir hal alıyor. Birbirlerini sadece kulaklıklardaki seslerinden tanıyan bu iki insan, her şeyden çok gizlilik gerektiren casusluk dünyasında ne k...