What the Nightingale Spies (çeviri)

20

 iyi okumalar, lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin:(

–

Jongin az da olsa kestirdi ancak bedeni gece vakti tamamen uyanık olmaya alışkın olduğundan yarım saat sonra ayaktaydı. Kyungsoo çarşaflar arasında kestirmeye devam ederken yataktan kalktı ve giyindi.

Mutfakta kendine bir bardak kahve hazırladı. Kahve makinede bardağa damlamaya devam ederken tezgahta parmaklarıyla tempo tutturdu, Dyo'nun ona hediye ettiği ofisteki fiyakalı kahve makinesi aklına gelince gülümsedi. Tembel navigatörler makineyi kullandıktan sonra oluk ağzını temizliyorlardır diye umuyordu. 

Mutfaktaki masada kahvesini yudumlarken bir sonraki adım seçenekleri arasında gidip geliyordu aklı. Kyungsoo'nun daha önce söylediği kelimeler aklına geldi:

"Ne olacak diye korkmaktan vazgeçersen istediğin her şeyi yapabilirsin."

Kararlılıkla telefonunu eline aldı. Yapması gereken bazı aramalar vardı.

–

Ding. Asansör dördüncü kata ulaştığını haber verdi.

"Hey sen! Tüm o heyecanı kaçırdığımıza inanamıyorum!" Wendy adeta bir coşku yumağıydı, Kai asansörden çıktığında onu karşılamaya koştuğunda uzun saçı sallanıyordu. 

"Baek boş boğazlık yapıyordu, değil mi?" Şaşırmadı bile.

Chen iş kabininden kafasını uzattı. "Eh selamlar aşık çocuk," sırıtıyordu. "Dedikodu vakti!"

"Çalışıyor olman gerekmiyor mu? Saat..." Kai kol saatini kontrol etti. "Sadece gecenin dördü."

"Kağıt işi bekleyebilir. Rüya gibi Dyo'nu kurtarmak için dramatik bir şekilde ofisten çıkıp gidişini duymak istiyorum," Wendy onu bileğinden tutup dinlenme odasına çekti. Chen dudak büzmüştü ama onları takip etti yine de.

"Dramatik değildim, partnerim hakkında uygun bir derecede endişelenmiştim," Kai sakince düzeltti.

Chen, Kai'ın sesini taklit etmeden önce onu yuhaladı. " 'Kahve makinesi benim içindi, Dyo'dan banaaaa!' " Espresso makinesine yürüyüp sahiplenici bir şekilde sıkıca tuttu, yanağını krom kaplamaya dayadı ve ağlıyormuş taklidi yaptı. Rolü bırakıp kendini düzeltmesi bir saniyesini aldı. "Bu şeye bebeğinmiş gibi bakmana şaşmamalı, hep parlatıp sanki doğmuş ilk erkek evladınmış gibi davranıyordun."

"Pekala, öncelikle, makineye hiç sarılmadım. Ve ikincisi, siz sadece pasaklısınız. Ben kılavuzdaki önerilen bakımı sağlıyordum sadece."

"Her bir bardaktan sonra," Chen güldü. 

"Garanti belgesi altında standart kural o diyordu!"

"Beyler!" Wendy aralarına girmek için ellerini birbirlerine çarptı. "Didişmeyelim, tamam mı? Haberleri anlat. Tanıştığınızda tam olarak ne oldu?" Dirseklerini masaya dayadı ve çenesini ellerine yerleştirdi, bilgi almak için hevesli bir şekilde öne doğru eğildi. "İlk görüşte aşk mıydı?"

Duygularını sadece ilk kez önceki gün itiraf ettiği ve mahremiyetine önem veren bir kişi olduğu düşünüldüğünde Kai'ın bu soruyu cevaplamak konusunda tereddütlü olması gerekiyordu. Ama geleceğinde olanlar söz konusu olunca, gerçeği paylaşmak istiyordu. "Daha çok ilk dinleyişte aşk gibiydi, dürüst olmak gerekirse."

"Önceki onca inkarlarına rağmen şimdi baya açık konuşuyorsun. Vay canına, sen kimsin ve Dyo bizim Kai'a ne yaptı? Anlat!" Chen aynı şekilde merakla Wendy'nin yanına bir sandalye çekti.