8 [M]

808 62 57
                                    

mature content bölümün son kısmında o yüzden o kısmın başladı yere yine büyük m harfi koyacağım eğer okumayı bırakmak isterseniz diye💖

iyi okumalar LÜTFEN yorum bırakın inanılmaz eğlendiriyo yorumlarınız beni:D

Uzun saha üzerinde özenle çalışıyorlardı bir süredir; binaların kapsama alanlarını olabildiğince büyütmek için yaklaşık her bir kilometre başına, çapraz denk gelecek bir düzende alıcı yerleştiriyorlardı. Süreç biraz yavaş ilerliyordu çünkü Kai ne zaman ekranda parlayan kırmızı bir ışık görse geniş ölçüde panikliyordu.

"Bu gece cidden bu kadar gergin misin yoksa bana sürekli ağaç tırmandırdığın için mi heyecanlısın anlayamıyorum, bebeğim," Dyo başka bir tanesine tırmanırken fısıldadı.

Eyvah. Yakalandı. Dyo onu göremese de Kai gülümsemesini iki eliyle kapattı. Dyo tırmanırken çıkardığı yumuşak homurtular kulaklıktan ona ulaşıyordu ve tanrı aşkına, muhteşem bir sesti bu. Kai, küçük yapılı ajanının esnek bir şekilde ağaç dallarına tutunmasını gözünde canlandırdı, kendini yükseltmeye ve yakınlardaki binaların camlarından gözetlemeye çalışabilecek herhangi bir meraklı gözün görüş alanından çıkmaya çalışırken önkol ve kalça kasları aynı anda kasılıyordu.

"Tedbirli davranıyorum," diye kendini savundu. Çoğunlukla doğruydu. Bu akşam özellikle koruyucu hissediyordu. İstekli birkaç işçinin hala bu binalarda dolaşabileceği kadar erken bir saatti. "Orada fazlasıyla korunmasızsın."

"Hakkımda böyle mi düşünüyorsun... açıkta kalmış?" Dyo müstehcen bir ses tonunda sordu. "Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm, tatlım, ama tepeden tırnağa standart operatör kıyafetlerindeyim." (ç/n: çıplak olmaktan bahsediyo... i hate him)

Kai dudaklarını ıslattı ve cevap vermemeyi tercih etti çünkü Dyo'yu dar, siyah tişört ve pantolonla hayal etmek yeterince cezbediciydi zaten. Ekranındaki kırmızı nokta yön değiştirdi. Haritalarının ulaşabileceğinin daha ötesinde merkezine gidiyordu binanın. "Tamamdır, ayrılmak bilmeyen işkolik gitti. Temizdesin."

Dyo ağaçtan yere atlarken tatlı bir şekilde ofladı. Kendisini bir sonraki hedefin olduğu konuma doğru yönlendirmesi için Kai ona yardım ve karşılığında onaylayan bir "anlaşıldı, kaplan." duydu.

Kai olası seyirciler hakkında onu uyarırken arada sırada flörtleşmesinin yanında, aralarındaki hava bu akşam biraz garipti. Dyo, Kai'ın onu kıskandığını öne sürdükten sonra, Kai kendini sessizliğe düşerken buldu çünkü...kıskandığını kendisi de biliyordu. Ve bu şekilde hissetmeye hiçbir hakkı yoktu. Chen'in dinlenme odasındaki alayları göğsünün içinde Dyo'ya duyduğu arzu ve ilgi ile beraber girdap gibi dönmekte olan aptalca sahiplenici bir tavra bürünmesine neden oldu: kafa karıştırıcı bir duygu fırtınası vardı içinde. Tenini karıncalandırıyor ve aşırı tırnak yeme ile ağaçlara tırmanma emirleri olarak ortaya çıkıyordu bu. Bu eylemlerin arasını sessizce kendi haline üzülmesi dolduruyordu.

Sezgileri her zamanki gibi yüksek olan Dyo, belli ki bunu anlamıştı ancak bu sefer o da tereddüt ediyordu. Kai'ın hemen ardından belirsiz bir sessizliğe büründüğü birkaç utangaç konuşma girişiminden sonra Dyo, çareyi boşluğu doldurmak için melodik bir şekilde mırıldanmakta buldu.

Eh, Kai bu cennetten gelmiş sesi bölecek değildi. Çenesini masasına yaydığı kolları üzerine koydu, tehditler için ekranı izlerken ajanın tatlı sesini dinledi. Her bir notayı yumuşakça mırıldanıyordu, ve bu da Kai'ın kemiklerine kadar arzuyla yanıp tutuşmasına neden oluyordu. Tanrı aşkına, Dyo'nun o derece yanında olması, nefesinin onu gıdıkladığını hissedecek kadar, bu tatlı melodileri söylerken burnunun alnına dayanması...

What the Nightingale Spies (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin