Bölüm 3

628 51 4
                                    

Zeyce eve geldiğinde kar hala olanca hızıyla devam ediyordu. Yol boyu taksiciyle sohbet etmek zorunda kalmamak için telefonuyla tanıdığı herkesi aramıştı. Hatta Alin'i bile aramıştı ama Alin meşgule alıp kendisine biraz sonra döneceğini bildiren bir mesaj atmıştı. Elbette dönmemişti. Zeyce Alin'in huyunu bildiği için kendisine bu konuda kızmayacaktı elbette.

Anahtarı olmasına rağmen zili çaldı. Eve yürürken soğuktan elleri uyuşmuştu ve şimdi çantasının içinde anahtar arayarak oyalanmak istemiyordu.

"Hoş geldiniz Zeyce Hanım."

"Hoş bulduk Ayşe Abla. Babam geldi mi?"

"Geldi Zeyce Hanım. Birazdan yemek de hazır olacak."

Zeyce üzerindeki montu çıkarıp almak için uzanan Ayşe Hanım'ın eline verdi. Mutfağa doğru yürüdü.

"Alin mi geldi?"

Zeyce odadan içeri girerken seslendi.

"Ben geldim anne."

Zeynep Hanım Zeyce'yi görünce sarılmak için kollarını açtı.

"Uzaktan hala sesinizi tanıyamıyorum biliyor musun."

Zeyce annesine sarıldı. Zeynep Hanım kızlarını hep böyle uğurlar ve hep böyle karşılardı. Birbirlerine küs olsalar bile sarılırlardı. Zeyce bu kadar sevgi dolu bir aileye sahip olduğu için kendini çok şanslı hissediyordu.

"Alin bu saatte gelmez gerçi ama..."

Zeyce başıyla onayladı. Zeynep Hanım işine döndü. Salata yapıyor gibi görünüyordu. Evde yemekleri yapan birileri olsa da Zeynep Hanım işten geldikten sonra boş boş oturamadığını iddia edip hep mutfakta bir şeylerle uğraşırdı.

"Çok soğuk mu dışarısı?"

"Hem de nasıl. Babamın kar kehaneti yine tuttu."

"Yağsın yağsın. Şehrin suya ihtiyacı var. Kar bütün pisliği temizler hem."

O sırada mutfağa Cemal Bey girdi.

"Ohhh, mis gibi kokmuş burası yine."

Sonra Zeyce'nin başının üstünü öptü.

"Hoş geldin Zeyce'm. Nasıl geçti okul?"

Zeyce kafasını kaldırıp babasına gülümsedi. Cemal Bey her geçen gün daha da yorgun geliyordu gözüne. Gözlerinin altı biraz daha çökmüştü sanki. Çok çalışıyor ve dinlenmek nedir bilmiyordu çoğu zaman. Zeyce en kısa sürede üzerindeki yükü hafifletmek istiyordu.

"İyi babacığım. Sıradan işte. Senin günün nasıl geçti?"

"İyi işte. Benimki de sıradan."

Cemal Bey Zeyce'nin yanına oturup ona doğru eğildi.

"Doğum günün için sana bir sürprizim var."

Zeyce çaktırmadan annesine baktı.

"Sır galiba?"

"Evet, şimdilik sır. Aramızda kalacak."

"Sadece bana değildir sanırım bu sürpriz? Aynı gün doğan bir kızın daha var, unutma."

Cemal Bey yine aynı kısık ses tonuyla konuştu.

"Senin daha çok sevineceğinden eminim."

Zeyce daha çok soru sormak istiyordu ama içeriden Alin'in heyecanlı sesi gelmeye başlamıştı. Babası kendisine göz kırptı ve şimdilik bu konunun kapandığını böylece belli etti. Zeyce elbette merak etmişti. Alin'den çok kendisini mutlu edecek bir sürpriz ne olabilirdi ki?

MıknatısHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin