Cumartesi günü geldiğinde Zeyce insanların çekindiği şeylerin ne kadar hızlı gelebildiğine hayret eder haldeydi. Alin ne kadar heyecanlıysa Zeyce de o kadar isteksizdi bu doğum günü partisine karşı. İnsanlarla anlaşmak konusunda pek iyi değildi ve kalabalıklardan da hoşlanmıyordu. Bu gece hem insanlarla anlaşması hem de büyük bir kalabalıkla baş etmesi gerekecekti.
Dün Alin'le buluşmuş ve kendisine bir elbise almıştı ama bu durumdan da pek memnun değildi. Elbise toz mavisiydi. Zeyce renkli giyinmeye alışık değildi ve elbisenin kısa, kabarık etekleri ve göğüs dekoltesi de kendisini geren bir durumdu. Bu kadar açık giyinmeye de alışık değildi. Gerçi Alin'in aldığı pembe gösterişli elbisenin yanında kendisininki oldukça kapalı sayılırdı ama Zeyce yine de bu konuda gergindi.
Sabah erken denilecek bir saate Alin tarafından uyandırıldı. Alin o kadar heyecanlıydı ki yerinde duramıyordu. Sürekli konuşuyor ve parti hakkında Zeyce'nin çok da umurunda olmayan şeyler anlatıyordu. Zeyce lavaboya gittiğinde lavabonun kapısında, kahvaltıya indiğinde kahvaltı sofrasında da konuşmaya devam etmişti. Alin'in neşesi bulaşıcıydı. Evdeki herkese bulaşmıştı elbette Zeyce hariç. Ama Zeyce her zaman sessiz biri olduğu için bu Alin'i çok etkilemiyordu.
Öğlene doğru evi süslemek için bir ekip gelmişti bile. Cemal Bey bugün işten erken geleceğine söz vermişti. Ulaşım konusunda sıkıntı çeken insanlar için bir planlama yapacaktı. Herkesin güvenle partiye ulaşması ve evlerine bırakılması için bir iki araç ayarlanmıştı. Kar bazen etkisini azaltsa da her gün azar azar yağıyor ve yerden kalkmamaya yemin etmiş gibi davranıyordu. Bu nedenle güvenlik her şeyden önce gelirdi.
Ev Alin'in ve organizatörün talimatlarıyla süslenmeye başlandığında kuaförden 3 kişi geldi. Bu Alin'i nasıl yapabildiyse daha mutlu hale getirmişti. Boş odalardan birini hazırlık odası için düzenlemişti zaten. Hemen oraya geçildi ve saç, makyaj, manikür ve pediküre başlandı. Zeyce önce Alin'in hazırlanması için ısrarcı olmuştu. Kendisi makyaj yapmaya alışık olmadığı için makyajını bozabileceğinden korktuğunu söylemişti ve Alin bu konuda ona hak vermişti. Zeyce'nin tek istediği şey biraz yalnız kalmaktı oysa.
Odasına gittiğinde de sürekli mesaj gelen telefonu onu rahat bırakmadı. Uzaktan, yakından tanıdığı pek çok insan doğum günü kutlama mesajları atıyordu. Sosyal medya kullanmasa da Alin kendisinin yerine de kullanıyordu. İkiz kardeş oldukları için Alin'in doğum gününü kutlayan çoğu kişi zorunluluktan Zeyce'ye de mesaj atıyordu. Zeyce bunalmış halde yatağında uzanırken Alin'in sesi düşüncelerini böldü.
"Ben hazırım Zeyce, hadi, sıra sende."
Zeyce yerinden kalkıp kapıya yürüdü.
"Oooo, harika görünüyorsun."
"Ah, teşekkür ederim. Şimdi sırada seni güzelleştirmek var. Bana hiç itiraz etmeyeceksin tamam mı? Hayatımda ilk defa seni süsleme şansını elde ettim. Ne olur beni bu zevkten mahrum etme."
Zeyce gülümsedi. Bu süsleme işi çığırından çıkmazdı inşallah.
İki saat boyunca makyajı ve saçı yapıldı. Alin tam yanı başında duruyor ve sürekli bir şeyleri düzeltmeleri için uyarıyordu.
İşleri bittiğinde Zeyce bile kendisini beğenmişti. Uzun saçlarında güzel bir dalga vardı ve yarım toplanmıştı. Gözlerine koyu ve güzel bir makyaj yapılmıştı. Zeyce yalnızca takma kirpik konusunda itiraz etmişti ama yine Alin'in istediği olmuştu. Şimdi kendisini örümcek ağlarının arkasından dünyaya bakıyor gibi hissediyordu. Rahatsız edici bir histi ama kendisini güzel hissetmesini sağladığı için bir süre bu rahatsızlığa katlanmaya değerdi.