Bölüm 21

282 29 6
                                    

Zeyce duyduğu şeyin ne anlama geliyor olduğunu hala tam olarak anlamlandıramamıştı şimdi. Soğuk yeniden başladığı gibi kaybolmuştu. Seyit ne biliyordu ki bu konuda ve bu konunun Zeyce'yle ne bağlantısı vardı?

"Annem mi?"

Seyit başını salladı. Kendilerine doğru yaklaşan bir işçi tam konuşmanın ortasına dalmasa bir şeyler anlatmaya oldukça hazır gibi görünüyordu.

"Seyit Bey, işler tamamlandı. Onu haber vermeye geldim ben."

Seyit hemen toparlanıp ayağa kalktı. İşçinin imalı bakışlarını görmezden gelerek üstünü başını silkti.

"Tamam. Toparlanıp geliyoruz. Siz eşyaları yüklemeye başlayın. Ben önce Zeyce Hanım'ı çiftliğe bırakır sonra sizi kasabaya götürürüm."

"Peki."

İşçi arkasını dönüp geldiği gibi uzaklaşmaya başladı. Zeyce hala yerinden kıpırdamamıştı.

"Ne demek istedin Seyit?"

Seyit Zeyce'yi kaldırmak için elini uzattı.

"En kısa sürede sana bildiğim daha doğrusu küçükken hikaye olarak dinlediğim şeyleri anlatacağım Zeyce."

Zeyce onun uzattığı eli tutmadı. İnatçı bir şekilde omuzlarını silkti.

"Şimdi anlatacaksın."

"Zeyce, lütfen, şimdi değil. Daha sakin bir yerde olmamız lazım. Zaten benim anlatacaklarım bu civarda herkesin yıllardır anlattığı hurafelerden başka bir şey değil. Öğrenmek isteyebileceğini düşünüyorum sadece."

"Az önce annemi sorarken bu kadar çekingen değildin ama?"

Seyit havadaki elini salladı.

"Gel lütfen. Bana birazcık güveniyorsan, sana söz veriyorum işler karmaşık bir hal almadan anlatacağım."

Zeyce gözlerini kısıp bir süre konuşmadan durdu. Sonra Seyit'in kendisine uzattığı eli tutup ayağa kalktı. Yerdeki eşyalarını topladı ve eve doğru yürümeye başladı.

O dakikadan sonra çiftliğe varana kadar hiç konuşmadılar. Çiftliğe vardıklarında Zeyce arabadan inerken Seyit usulca koluna dokundu.

"Ben anlatana kadar kimseye bir şey sormayacağına söz ver."

Zeyce inatçı bir çocuk gibi bakıyordu şimdi.

"Neyi soracağımı bile bilmiyorum ki ben."

"Söz ver Zeyce. Özellikle de annene. Neyi bilip neyi bilmediğini ben de bilmiyorum şu anda. Önce konuşalım olur mu?"

Zeyce başını olur anlamında sallayıp yorum yapmadan arabadan indi.

Oldukça zor bir gece geçirdi Zeyce. Bugün öğrendiği ya da öğrenemediği şeyleri Alin'e anlatmak istiyordu ama Seyit'e de söz vermişti. Ne zaman gelecekti ki o doğru zaman? Ne duyacaktı? Bilmediği ne vardı?

Annesiyle yemek yerken sessizliğine o gün çok yorulmasını sebep gösterdi. Alin'le olan günlük konuşmalarını kısa kesti. Babasını bile aramadı yatarken. Yine mesaj göndermekle yetindi. Yatağına yattığında saatlerce döndü durdu. Beynini kemiren şeyleri kafasından bir türlü atamıyordu.

Ertesi gün Seyit'i ya da Nur'u görmedi. Döne Hanım'ın dediğine göre dedeleri biraz hastaydı ve onu görmeye gitmişlerdi. Seyit'in numarasını almadığı için kendine kızdı Zeyce. Onun bu huzursuz hali Döne Hanım'ın da gözünden kaçmamıştı elbette.

"İyi misin Zeyce Kızım? Seni mutsuz eden bir şey var gibi?"

Zeyce kolyesiyle oynadığını ve karşı duvara boş boş bakmakta olduğunu o an fark etti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 27, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MıknatısHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin