Bölüm 18

193 28 1
                                    

Ertesi gün Alin, Cemal Bey'le beraber gitti. Zeyce ona her gelişmeyi haber vereceğine defalarca söz vermek zorunda kalmıştı.

Alin gidince kendini eskiden olduğundan daha yalnız hissetti Zeyce. Doktoru gelip kendisini kontrol ettiğinde de Seyit'le binicilik derslerine devam ettiğinde de akşamları Zeynep Hanım'la kahve içip muhabbet ettiğinde de kendini yalnız hissetti. Aniden tuhaf bir şey olursa bunu nasıl saklayacağını ve bir şey uyduracağını da bilmiyordu. Alin dönene kadar uluorta bir yerde bir tuhaflık yaşanmaması için dua etmekten başka şansı yok gibiydi.

Binicilik dersleri gayet güzel gidiyordu. Seyit'in söylediği gibi Cankız oldukça uysal bir attı. Ona binmek ve üzerinde oturmak gayet kolaydı. Eskisi kadar korkmuyordu da. Belki bu durumla Seyit'in yanında olmasının da bir alakası vardı.

Seyit'le araları iyiydi ama Alin'in ima ettiği türde bir yakınlığı hala görmüyordu Zeyce.

"Seyit'le iyi anlaşıyorsunuz."

Zeyce salonda annesiyle kahve içerken dalıp gitmişti. Bu cümleyle kendine gelir gibi oldu.

"Sanırım."

"Nur'la da?"

"Buradaki insanlarla vakit geçirmeyi seviyorum anneciğim. Sabah kahvaltıları sırasında seni yalnız bırakıyor olmama üzülmüyorsun değil mi?"

Zeyce her sabah erkenden kalkıp kahvaltısını mutfakta yapıyordu. Nur ve Seyit de yanında oluyorlardı bu süre içinde. Zeyce en çok Nur'la konuşmayı seviyordu. Çok zekiydi Nur ve oldukça esprili. Onun anlatacaklarını dinlemek için her sabah daha hevesli kalkıyordu.

Döne Hanım bu süre içinde Zeyce'ye çok daha yakın davranmaya başlamıştı. Kahvaltı sırasındaki sohbetlere katılıyor hatta arada sırada hikayeler bile anlatıyordu. Zeyce de kendisini yakın hissediyordu ona. Onunla yalnız kaldığında o eski tedirginliği hiç hissetmiyordu.

Zeynep Hanım hayır anlamında başını salladı.

"Senin insanlara yakın davranman hoşuma gidiyor hatta. Yalnız ve sessiz bir çocuk olarak büyüdün sen Zeyce. İlk defa arkadaş edinme konusunda bu kadar istekli görünüyorsun."

Zeyce gülümseyip annesinin koluna dokundu.

"Seni sürekli yalnız bıraktığım için kendimi suçlu hissediyorum ama."

Zeynep Hanım bu durumu dert ediyormuş gibi görünmüyordu.

"Bana da iyi geliyor aslında. Uzun zamandır okumak istediğim kitapları okuyorum, dizileri izliyorum. Kendimle ilk defa bu kadar uzun süre yalnız kalıyorum ama iyi de geldi."

Sonra Zeyce'ye eğilip sır verir gibi fısıldadı.

"Babana söyleme ama. Ondan sıkıldığımı falan sanıp gücenmesin."

Zeyce gülümseyip onayladı.

"Buraya sen iyi ol diye geldik zaten. Sen iyisin, o bana yetiyor."

Zeyce annesinden sakladığı şeyler yüzünden kendini huzursuz hissetse de bir yorum yapmaktan kaçındı.

"dersler nasıl gidiyor?"

"Oldukça iyi. Her geçen gün daha dengeli durduğumu söylüyor Seyit. Bu işi kıvıracak gibi görünüyorum."

Zeynep Hanım içini çekti.

"Buradan dönmeden iyi bir binici olacaksın demek."

"Öyle umuyorum."

Zeynep Hanım esnedi.

"Özür dileyerek ben odama çekiliyorum o zaman. Buranın havası beni hala erkenden uyutuyor. Şehre uyum sağlamak nasıl zor gelecek buradan sonra."

MıknatısHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin