33: "GÜNEŞE VEDA"

707 39 62
                                    

"Seninle ölmek istiyorum!"

Genç kadın kendisine uzatılan elin üzerine elini koyduğunda, güçsüz parmaklarıyla kenetlendi. Ona yaşam var eden üçüncü yola, kenetlendiği el ile köprü olmayı başarmıştı.

Karşısındaki adam, ona karşı beslediği derin inancın kurbanıydı ve bu gece, terk edecekleri şehirde, sonlarını hazırlamışlardı.

Uzatılan eli kendine doğru çekti ve dudaklarına bastırarak, derin bir nefes aldı. Ona gerçeklerle gelen kadının, acı kokan ellerini odadan çıkana kadar bırakmamıştı.

Bu yolu kazıyarak kendi var etti. 

Peşinde sürükledikleri ise artık onu alt etmekten öte, bu yola teslim olmayı seçti. Bu defteri son kez kapatıyordu.

Onu, son kez İdil diyebileceği kapıdan çıkarıyordu. Geçmişi kaybolan genç kadının ismi, artık bu şehrin kazılı toprağında olacaktı. Üstelik toprağa karıştığı sanılan cesedi, tüm korkularıyla beraber, ona tehdit olacak insanları ölümüne inandıracaktı. O kadın ölecekti ama başka bir şehirde, yeniden doğacaktı

5 Nolu kapının izlerini unutturacak o adamın, ellerine bağlıydı. Sonunu düşünmeden attığı adımlarla, kaderinden kaçabileceğini sandı. Oysa yaşamak, tüm bunların ötesindeydi.

Yaşamak için her zaman şansın olmayacak, İdil. Bu odaya bir kez daha seni yaşatmak için giren biri olmayacak. Korkma kızım. İdil, bu odayı terk et kızım. (Gül Kayta)

Hastane bahçesinde, gözleri zemin otoparka dikili, irice iki adam vardı. Elinde hastaneyi dumana boğacak patlayıcı pimi hazırdı.

Komutunu beklediği yanındaki adam, gözlerini bir an olsun ayırmadan, otoparkı gözetliyordu. Biraz sonra hastaneyi aleve verecek komutu, kepenklerin inmesini görene kadar, bekledi.

Bu planı bozmadan, son ana kadar bekleyip ve belki, aydınlığa koşan umutları ile beraber yok edecekleri anı bekliyordu.

Beklediği gözleri, otopark merdivenlerinden inen, adamı gördü. Anında kepenkler inmeye başladı ve görüş açısı kapanmaya başladı.

İşaret parmağını kaldırdı ve yanındaki adama karşı, emredici sesle konuştu. "Bekle."

"Neyi bekliyoruz?" Şaşkın ifadesiyle, elinde patlatmak için hazır tuttuğu pimin üzerindeydi parmağı.

"Binmelerini bekleyeceğiz."

"Hiçbir şey göremiyoruz."

İri adam, içinden saydığı saniyelerin içindeydi. "Şimdi!"

Zemin katta büyük bir patlama sesi duyuldu..

Dağılan ve ardından alevler yükselmeye başlayan hastanenin, etrafındaki çığlıklar yolunu kaybetmişti. Kepenklerle birlikte yanmaya başlayan hastanenin birinci katına ulaşan yangın, pencerelerden atlayanları es geçiyordu.

Gittikçe yükseliyor ve bir zamanlar geçmişini yaktığı kadının, bu kez son nabzını sayıyordu. Hastaneden yükselen dumanlar, bir ölüm gerçeğiyle tutuşmaya başladı. 

"Ölmek, çok acı verici olmalı."

'İri gözlerini çok özlüyorum.'

'Bedel ödeyerek gitmek istemiyorum.'

LİMONLU KAHVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin