Sancak
Sohbet ederek Alin ile okula vardığımızda, yol her zamankinden çok daha kısaymış gibi hissettim. Saatlerce onunla yürümek ve onu heyecanlandıran bir şeyi anlatırken yaptığı el hareketlerine bakıp gülmek, hiç fark etmeden yüzünü değişik şekillere sokuşunu seyretmek istiyordum.
''Sonra görüşürüz.'' dedi onun sınıfının önüne geldiğimizde. ''Görüşürüz.'' dedim söz verir gibi ve koridorun ilerisindeki sınıfıma ilerledim.
Kapıdan girip, başını sıraya koymuş uyuyan Atakan'ın yanına oturdum ve yavaşça ona eğilip fısıldadım. ''Atakan...''
''Hmm?'' dedi uykulu bir sesle.
''Kalk Atakan, ecelin geldi.''
''Ece mi geldi?'' dedi gözlerini kaldırmadan.
''Ecelin geldi ecelin. Azrailin olucam lan senin!'' dedim sinirle ve ensesine hızlıca vurdum. Uykusundan bir anda korkuyla sıçrarken çığlığı yüzünden sınıftakiler dönüp bize baktı. Ama sonra bağıranın Atakan olduğunu fark edip bunu oldukça doğal karşıladılar.
''Aa! Beni en çok seven kankam Sancak gelmiş!'' dedi gergin bir şekilde.
''Seni bir sevicem, 1 hafta oturamayacaksın pezevenk!'' dedim sinirle. Atakan hızla ayağa kalkıp benden uzaklaşırken, ben de ona doğru yürüdüm. ''Amcık ağızlı! Gel buraya!'' dedim onu sınıfın içinde kovalamaya başlarken.
''Ya kanka yemin ederim kuzenim yazdı onları. Valla. Yoksa Alin'e aşık olduğunu hiç bilmiyorum ben.'' dedi sınıfın içinde benden kaçarken.
''Eline megafon vereyim tüm okula duyur istersen!'' dedim daha da sinirlenirke. Sınıfta benden kaçamayacağını anlayan Atakan, sınıftan çıktı ve kordiroda koşmaya başladı. ''Kaçma, acımayacak valla bak!'' dedim peşinden koşarken.
''He bok acımayacak! En son böyle dediğinde 1 hafta rapor vermişlerdi hastaneden. Psikopat!'' diye bağırdı benden kaçarken. Biz koridorda kovalamaca oynarken, diğer sınıftakiler de kordiora çıkıp bize bakmaya ve gülüşmeye başlamıştı.
''Ulan göt herif, madem kızacağımı biliyorsun, niye yapıyorsun! Böyle kovalanmak hoşuna mı gidiyor!''
''He valla, ekşın oluyor. Renk katıyor hayatıma.'' dedi gülerek. Tam kolumu uzatıp üstündeki sweatin kapüşonunu yakalyacağım sırada çığlık attı ve ters tarafa doğru koşmaya başladı. ''Ahh! Alin! Alin kurtar beni şu psikopattan valla organlarımı deşip kahvahltı diye yiyecek!'' diyerek sınıfının kapısında dikilen Alin'in arkasına saklandı. ''Noluyo aq?'' dedi Alin gayet doğal bir şaşkınlıkla. ''Seninki dövecek beni!''
''Atakan!'' dedim uyarıcı bir sesle. ''Bak o götüne hakim ol, sürekli bir şeyler sallayıp duruyorsun oradan.'' dedim Alin'e dokunmadan arkasındaki Atakan'ı yakalaya çalışarak. Ama sürekli kızı önüne siper ederek kendini sağlama alıyordu.
''Benim güzel götümü mü kısknıyorsun yoksa, kuru göt?!''
Alin de dahil birkaç kişi güldüğünde, kahkahası birkaç saniyeliğine dikkatimi dağıttı. Lazeri takip eden kedi gibi gülüşüne kitlenmiştim. Ne yaptığımı, nerede olduğumu unutup ben de istemsizce gülümsedim.
''Ohoo, gitti bunun devreler.'' dedi Atakan gülerek. ''Alin biraz daha gülsene, neden kızgın olduğunu da unutur belki.''
Atakan sayesinde nerede olduğumu tekrar hatırlarken, sinir seviyem tekrar tepeye tırmandı.
''Senin dilin çok uzamış, bi budayayım ben onu!'' diyerek elimi kapüşonuna attım ve bu sefer yakaladım.
''Noluyor burada?'' Kel Cem'in gür sesi 11. sınıflar katında yankılandığı anda, bizi izleyen herkes çil yavrusu dağılmıştı. Sadece saniyeler içinde koskoca koridorda ben ve kapüşonundan tuttuğum Atakan kalmıştı. ''Aha şimdi ikimiz de sıçtık.'' dedi Atakan fısıldayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
freckles | texting
Teen Fiction''Sana aşığım.'' diye fısıldadı usulca. Gülümsedim ve parmak uçlarımın üstüne yükselmeden önce fısıldadım. ''Biliyorum.'' - Kaan : Bundan nefret ediyorum Kaan : Sana kızgın, küskün kalamamaktan nefret ediyorum Kaan : Diyorum bu sefer bitti, unutacağ...