Kaan : Günaydın :))
Alin : Günaydın :)
Kaan : Bugün okula gelecek misin?
Alin : Yarım gün olduğu için gelmeyecektim aslında ama annem çok ısrar etti
Kaan : Ben de bir an yüzünü göremeyeceğim diye korktum
Kaan : Okulda görüşürüz
Kaan : Daha doğrusu ben seni görürüm
Alin çevrimdışı
Kaan çevrimdışı
-
Alin
"...İki tarafı da ikiye bölünce, sonuç 14 çıkıyor. Anlamayan var mı?" diyerek sınıfa döndü matematik hocası. Ama asıl sorması gereken soru 'Anlayan var mı?' olmalıydı.
Herkes kadının yüzüne boş boş bakınca "Anlaşılan kimse anlamamış." dedi ve soruyu silip baştan çözmeye başladı.
Matematiği becerememe rağmen niye mf seçtiğimi ben de bilmiyordum. Aslında tek amacım coğrafyadan kurtulmaktı.
Hoca kendini kaptırmış anlatılırken sınıfın kapısı tıklatıldı ve içeriye nöbetçi girdi.
"Hocam dersinizi bölüyorum ama Cem Hoca sınıf başkanı yanıma gelsin, dedi."
Bir anda tüm sınıf bana döndü.
Allah kahretsin ki bu sene sınıf başkanlığına adaylığımı koymuş ve mucizevi bir şekilde kazanmıştım.
"Alin, hadi git bakalım." dedi matematik hocası.
"Tamam hocam." diyerek hemen yerimden kalktım ve sınıftan çıktım.
"Benim diğer sınıflara da haber vermem gerek, sen yalnız git." dedi nöbetçi kız. Başımı sallayarak onayladım ve merdivenlere doğru ilerleyip Cem Hoca'nın odasının olduğu kata indim.
Cem Hoca'nın kapısına geldiğimde kapıyı tıklattım ve içeriden "Gel!" sesini duyunca açıp içeriye girdim. Odaya girdiğimde yaklaşık 7 tane daha öğrenciyle karşılaştım. Anlaşılan tüm sınıf başkanları çağrılmıştı.
O sırada diğerlerinin arasında Kemal'i görüp şaşırdım. O da beni görünce şaşırdı ama şaşkınlığı hemen üstünden atıp gülümsedi. Ben de ona gülümsedim ve yanına geçtim.
"Çocuklar sizi buraya çağırdım çünkü şu gördüğünüz kağıtları..." diyerek masada duran A4 boyutlarında kağıtları gösterdi. "...sınıfınızdaki öğrencilere dağıtmanızı isteyeceğim. Bu belgeleri herkesin çarşambaya kadar doldurmuş olması gerekiyor. Çarşamba günü sabahtan toplayıp bana getirirsiniz. Şimdi herkes sırayla sınıf mevcudu kadar belge alsın. Sonra sınıflarınıza gidebilirsiniz."
Odadaki 8 kişi sırayla sayarak belgelerden aldık ve alan da Cem Hoca'nın odasından çıktı.
Benim önümde duran Kemal bana döndü ve "Sizin sınıf kaç kişi?" dedi.
"29." dedim. Başını salladı ve kağıtlardan 29 tane sayıp bana uzattı. "Teşekkür ederim." diyerek gülümsedim. O da o mükemmel gülümsemesiyle güldü ve "Bir şey değil." dedi.
Ben elimdeki kağıtlarla Cem Hoca'nın odasından çıktım ve sınıfa gitmek yerine Kemal'i beklemeye başladım. Ona görüşürüz demeden gitmek istemiyordum.
"Oo Çilli'miz de buradaymış!" diyerek saçımı karıştıran bir el hissettim.
"Öf yapma Sancak!" diyerek ellerini kafamdan uzaklaştırmaya çalıştım ama ellerim belgelerle dolu olduğu için pek başarılı olamadım.
"Sen büyüdün de sınıf başkanı mı oldun Çilli?" dedi Sancak dalga geçen bir sesle.
"Sen de kendine çok yüklenmişsin. Zaten geri zekalıların başkanıydın, bir de sınıf başkanı olmak yormuyor mu seni?" dedim ben de aynı şekilde.
"Alin?" dedi şaşırmış bir şekilde Cem Hoca'nın kapısında duran Kemal. Bana, ve dibimde duran Sancak'a bakıyordu.
"Kemal! Hadi sınıfa gidelim geç kalmayalım!" dedim hemen hızla ve Sancak'tan uzaklaşıp Kemal'in yanına geçtim.
"Tamam, gidelim hadi." dedi o da. İkimiz beraber merdivenlere ilerlerken Sancak'ın arkamızdan ağzında bir şeyler gevelediğini duydum ama ne dediğini pek anlamadım.
Kemal ile beraber 2 katı sessizce çıktık. 12. sınıfların katı en üst katta olduğu için şimdi ayrılma zamanımız gelmişti.
"Sonra görüşrüz." dedim Kemal'e gülümseyip.
"Alin, çok özel olmayacaksa bir şey sorabilir miyim?"
"Sor."
"Sancak senin erkek arkadaşın mı?" dedi kaşlarını hafifçe çatarak.
Yüzüne bakıp bu soruyu cidden sorup sormadığını anlamaya çalıştım. Gayet ciddi olduğunu anlayınca da güçlü bir kahkaha attım.
"S-sancak ve be-ben mi?" dedim kahkahalarımın arasında. Kemal bana anlamaz bir şekilde bakarken gözümden akan yaşları sildim. "Hayır, Sancak kesinlikle benim erkek arkadaşım değil." dedim.
"Sevindim." dedi Kemal ve arkasını dönüp merdivenlere ilerledi.
-
Sancak : Pşşt Çilli
Sancak : Bak bi
Alin : Ne var?
Sancak : Yine çok kibarsın Çilli'ciğim
Alin : Bilirsin, sana karşı hep kibarım ben
Sancak : Bilirim bilirim
Alin : Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü?
Alin : Hayırdır niye yazdın?
Sancak : Son dersten sonra okulun bahçesinde beni bekle
Alin : Niyeymiş o?
Sancak : Çünkü beraber yemek yemeğe gideceğiz
-
Yine standartlarımdan uzun bir bölüm oldu :))
Vote verip yorum yapmayı unutmayın🧚♀️💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
freckles | texting
Teen Fiction''Sana aşığım.'' diye fısıldadı usulca. Gülümsedim ve parmak uçlarımın üstüne yükselmeden önce fısıldadım. ''Biliyorum.'' - Kaan : Bundan nefret ediyorum Kaan : Sana kızgın, küskün kalamamaktan nefret ediyorum Kaan : Diyorum bu sefer bitti, unutacağ...