Christian ve Lillian'ın karşılaştıkları ve birbirlerinde derin yaralar bıraktıkları balonun üzerinden üç ay geçmişti.
Bu süre içerisinde Christian Lillian'ın karşısına çıkmak için her şeyi yapmış, ama Lillian'ın aldığı bütün önlemler aralarında bir baraj görevi görerek bu karşılaşmayı engellemişti. Lillian kafasının bir kere daha karışmasına izin veremezdi. Kendine yeni bir yol çizerken ve bu yeni yolda bir başka erkekle el ele ilerlemeye hazırlanırken bir kere daha olmazdı. Bir kere daha Christian'ın sahte sözlerine kanamaz, bakışlarının ateşi ile eriyerek yok olamazdı.
Adrian ile her gün Hyde Park'ta buluşmuş, beraber at sürmüşlerdi. Tiyatrolara katılmışlar ve balolarda birbirlerinin kollarında eğlenmişlerdi. Öyle uyumlu ve öyle güzel bir iletişimleri vardı ki, görenlerin imrenen bakışlarından kaçamıyorlardı. Kıskanç gözler hem kendisine hem de Adrian'a zor zamanlar yaşatabiliyordu.
Aralarındaki ilişkinin uygunsuzluğu hakkında çıkan dedikodular dinmiyordu. Çocukları olan bir kadın olduğundan Lillian'ın bu kadar serbest davranışlar sergilemesi insanların kınayan bakışlarını üzerine çekmesine sebep oluyordu. Her ne kadar bu yalan yanlış laflar kendisini etkilemiyor olsa da Adrian sevdiği kadına böyle yakıştırmalarda bulunulmasından rahatsızlık duyuyordu. Onun sevdiği kadın, tanıdığı kadın söylenilen kötü lafların hiçbirini hak etmeyecek kadar naifti.
Tüm bu çenesi düşük insan topluluğunun önüne geçilebilmesinin tek bir yolu vardı. Adrian uzun bir süre düşündükten sonra seçeceği bu yolun kendisini ömür boyu mutlu edeceğinden emin olmuştu. Lillian'ın çocuklarının olması onun için bir sorun değildi. Onun çocuklarına bir baba olamasa da bir arkadaş, bir büyük olabilirdi. Onları da Lillian'ı koruyacağı gibi koruyabilirdi. Ve bunu yaparken kesinlikle mutlu olabilirdi. Belki bir gün ikisinin de çocuğu olurdu. İşte o zaman mutluluğun nirvanasına ulaşır, cennetin daha fazlasının olamayacağı en yüksek katına tırmanırdı.
Tüm cesareti ve tüm içtenliği ile Lillian için unutulmayacak bir teklifte bulundu.
Yeni sergilenmeye başlayan bir tiyatro oyunu için bütün sahneyi kapattırarak kendilerine özel bir dünya oluşturdu. Ve bu özel dünyada son perdede sahnede yer alarak teklifini gerçekleştirdi. Lillian gözyaşları içerisinde asla geri çevirmeye gücünün yetmeyeceği bu eşsiz teklifi kabul etti.
Lillian için bu inanılmazdı. Christian'la yaşadığı evliliğin başlangıcını düşündüğünde bu yaşadıklarının bir rüya olduğunu düşünmesinin önüne geçemiyordu. Bir teklif bile alamamıştı. Emredileni yapmış, hak ettiği ilgiden mahrum bırakılmıştı. Londra'ya kendi başının çaresine bakmak üzere döndüğü halde Christian tarafından alıkonulmuş, onun istenmeyen karısı olmuştu.
Geçmişe baktığında tüm bunlar kendisine şu anda çok uzak geliyordu. Ama hepsi aslında bir seneden biraz daha uzun bir süre içinde yaşanmış, yaşanırken de yakıp geçerek ardında küllerini bırakmıştı.
Lillian yanıp kül olan hayallerinin üzerine yeniden doğmuştu. Adrian'ın ilgi ve sevgisiyle iyileşmiş, ona tutunarak kadın olmanın güzelliğini yeniden tatmıştı. Sadece minnet duygusundan bile olsa onun teklifini geri çeviremezdi. Ki bunu zaten istemiyordu.
Christian'la karşılaştıkları gece biraz ileri gitmiş, Adrian ile işlerin ne yönde ilerleyeceğini bile bilmeden onunla yeni bir hayata adım atacağını iddia etmişti. Şimdi ise bu söyledikleri gerçek olacaktı.
Adrian düğün için fazla beklemek istemiyordu. Hazırlıkların kısa sürede tamamlanacağını düşündüğünden Lillian'ı da erken evlenme konusunda ikna etmesi gerekiyordu. Lillian ise bu kararın bu kadar aceleye gelmesi taraftarı değildi. Bu olursa kendisini ilk evliliğindeki kadar köşeye sıkışmış hissedeceğini biliyordu. Adrian'a da durumu bu şekilde algılayacağını söylediğinde orta yolu bulmak için çalıştılar. Ve sonunda ikisinin de memnun olacağı bir karara vardılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGARLA GELEN
Ficción históricaLillian Bennet, sosyetenin en havalı ve en olaylı Leydisi idi. Bir erkek kadar serseriydi ama içinde kimsenin bilmediği, derin yaralar gizliydi. Aşkı onun hem kaderi, hem de lanetiydi... Damien Christian Maine ise aile yadigarı zekası ve yakışıklılı...