24

1.8K 210 9
                                    

_

|Jeon Jeongguk|

Busan / Gijang

Taehyung'un Evi

Saat: 21.13

Bir bacağım Taehyung'un sırtıyla koltuğun arkasına sıkışmışken diğer bacağımda kucağına duruyordu. Yeni çıkmış olan bir film izlerken kafamı arada Taehyung'a çeviriyor yavaştan kapanmaya başlayan gözlerimi onda gezdiriyordum. Uykumun geldiğini ve filmin sonunda dayanamayacağımı anladığımda koltukta döndüm ve yüzüme koltuğa çevirdim. 

O sırada arkamda bir hareketlilik, sonrada üzerimden tırmanan birisini hissetmiştim. Minjoon koltukla bıraktığım boşluğa kolayca girerken gözlerimi açmadan küçük bedeninden anlamıştım o olduğunu. Kolları boynuma dolanırken elimi belinin altından geçirmiş sıkıca sarılmıştık birbirimize. Minjoon'la normalden daha fazla iyi anlaşabildiğim için çok mutlu aynı zamanda huzurluydum. Öyle ki, uykuya dalmam pekte uzun sürmemişti.


***


"Jeongguk, bebeğim uyan hadi."

"Jeongguk uyansana be!"

Kulaklarım Taehyung hoş ve kısık sesinden sonra Jimin yüksek sesini duymuş gözlerimi adeta sıçrayarak açmıştım. Şaşkınca etrafa bakarken o süreçte kollarımın arasındaki boşluğu ve gözlerimi en son kapattığımdaki odanın karanlığı aksine aydınlıktı şimdi.

"Onu böyle korkutarak uyandırman hiç hoş değil Jimin."

"Hah, ben gelmeseyedim sen daha başında 'jeongguk uyan bebeğim' diye sayıklardın. Hem sen benim arkadaşımı koltuklarda yatırmaya utanmıyor musun ha?"

"Aslında sadece o değil üçümüzde koltukta uyuyakaldık." 

Jimin kendisini çaprazımdaki koltuğa bıraktığında yanaklarımda Taehyung'un uzun parmaklarını hissetmiştim. "Yüzüne yıka güzelim, uykun açılsın." Kafa salladığımda ayaklarımı koltukta sallandırıp gözlerimi ovaladım. 

Jimin koltukta oturan varlığı biranda kendisini gülüşleri ile belli ederken hızla işaret parmağımı ona doğrulttum. "Karakolda göstereceğim ben sana!" Bu sefer alayla güldü. "Nasıl olacakmış o?" 

"Ben.. bütün dosyaları senin üzerine yıkayım da gör gününü!"

"Amirin benim sevgilimken o iş biraz zor Ggukie."Kaşlarım hızla yukarı kalkarken şaşkınlıkla ona doğrulttuğum parmağı düştü. Şaşırmıştım ama düşününce bana o kadar imkansız gelmemişti. Onları öpüşme pozisyonundayken bastığımda Jimin'in bu kadar yakınına giren adamı kolay kolay bırakmayacağını biliyordum nasıl olsa.

"Hah, bu hala çalıştığın karakolun amiri olduğu gerçeğini değiştirmiyor."

"Ama bu gerçek, sevgilim olduğu gerçeğini de değiştirmiyor."

"Gıcık!"

Elimin altındaki yastığı alıp ona fırlattığımda gülerek tutmuş bende banyoya ilerlemiştim. Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladığımda karşıdaki odaya girmiş, ve üstünü giyinen Minjoon'a ilerleyip kucağıma almıştım. Tişörtü başından geçirmesine yardım ettikten sonra kollarını kendisi geçirmiş sonrada uzanıp uzun uzun alnımı öpmüştü. 

"Çok seviyorsun beni herhalde."

Alayla konuştuğumda kıkırdamış kollarını sıkıca boynuma dolamıştı. Odadan çıktığımızda mutfağa ilerleyip sandalyeye kurulmuştuk. O sırada gözüm bahçede telefonla konuşan Jimin'e takıldı. Bakışları ayaklarında, fakat asla bir yerde durmuyor sürekli hareket ediyor, gülümsüyor boştaki eli kırmızı saçlarında dolaşıyordu.

"Yoongi ile konuşuyor." Taehyung'un yanıma oturmasıyla sesini duymuş ve sonrada pek şaşırmamıştım. Minjoon kucağımda hareketlendiğinde bakışlarımı ona çevirmiş sonrada elini babasının dudaklarını uzattığını görmüştüm. Taehyung dudaklarına değen eli almış, sesli sesli öperken Minjoon'la ikimiz gülmeye başlamıştık ben henüz neden güldüğümü bilmeden. Gerçi karşımdaki güzelliğe karşılıkta asla somurtamazdım. 

"Bugün çıkalım mı dışarıya hm?" Taehyung elini bırakarak sorduğunda Minjoon onaylamış sonra kafasını bana çevirmişti. "Jeongguk'ta gelsin." Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı.

"Hyung'a noldu?"

"Ben düşündüm ki, seni diğer hyunglarımdan daha çok sevdiğime karar verdim. Bu yüzden sana hyung demekten vazgeçtim. Seni tıpkı.. tıpkı babamı sevdiğim kadar çok seviyorum." İşaret parmağı dudaklarının altında dururken arada duraklayarak konuşmuştu. Yüzüme buruk bir gülümseme yerleştirdiğimde bakışlarımı kaçırdım birkaç saniyeliğine.

"Bana nasıl seslenmek istiyorsan öyle seslenebilirsin Minjoon."Gülümseyip yanağımı öpmüş sonrada babasıyla gitmek istediği yer hakkında konuşmaya başlamışlardı. Sohbetlerine biraz uzak kalırken Minjoon'un bir gün bana 'baba' deme ihtimalini düşündüm ve o gün belki de mutluluktan deli gibi ağlayacağımı. Her ne derse desin Minjoon gibi bir çocuğun sevgisini hak etmek beni her türlü çok mutlu ediyordu.


_

Lost Night × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin