09

2.7K 278 105
                                    

_

|Jeon Jeongguk|

Busan / Gijang

Gijang'ın Soğuk Sokakları

Saat: 06.57

Sonunda beklediğim gün bin bir zorlukla geldiğinde kısaca kahvaltımı yapıp koşmak için dışarı çıkmıştım. Havanın soğuk olmasına aldırmadan giydiğim kalın eşofmanlarımın beni soğuktan yeterince koruyordu. Bu sürede ise ciddi anlamda karakolda zorlanmıştım. Yeni amirimiz hepimizin başarı sayısını ölçmek için bilgisayara geçirdiğimiz kayıtlara bakmak yerine depodan bu yıl içerisinde gerçekleşen bütün dosyaları çıkarmamızı istemişti. Jimin, ben ve birkaç kişi dosyaları depodan çıkarmakla uğraşırken diğerleri de bizim işlerimizi yapmıştım. Kısaca karakoldaki herkes oldukça yorgundu şu birkaç günde. Ben hala iyileşme sürecine gözükürken görevlere Jimin gidiyordu. Ama ne kadar yorulursa yorulsun asla gevşekliğinden ödün vermiyordu.

Dediği gibi yapmış ve Bay Min'e yürüyerek onun sinirlerini bozmuştu. Ama o, reddedildikçe daha da hırslanıyor resmen amirin odasından her çıktığında kırmızı saçlarından çıkan ateşi görebiliyordum. Ona içeride ne söylüyordu bilmiyordum ama Bay Min üzerinde oldukça etkili olduğu belli oluyordu. Adam odasından sinir topu olarak çıkıyordu. Her ne kadar Jimin'e böyle yaparak işini tehlikeye attığını söylesem de, bir şey olmaz diyerek yine devam ediyordu.

Isınmaya başlayan vücudum ile adımlarımı hızlandırmış ve koşmaktan kızaran yüzüme soğuk havanın daha sert bir şekilde çarpmasına izin vermiştim. Hava, bugün ayrı soğuktu. Soğuk rüzgarı, ağaçların yeşil yapaklarının canını ayrı yakıyordu. Sokakta yaşayan hayvanlar, hayvan severlerin sokağa kurduğu kulübelerden dışarı çıkmıyordu.

Son bir tur daha yaşadığım sokağın etrafında döndüğümde evimin önüne gelip hızlıca içeri girdim. Isınan vücudumun hemen soğumaması için kol çekme hareketleri ile spor odasına girdim. Üzerimde ki ceketi çıkardığımda hepsini özel olarak yaptırdığım aletlerin yanına ilerledim. Günlük olarak yaptığım hareketleri yaptığımda yorulan bedenimi banyoya attım.

Küvette, bacaklarımın kendime çektiğimde aklıma bugünkü buluşmam geldi. Taehyung'la olan buluşmam. Gözlerimin önünde yüzü canlandığında gülüp kafamı eğdim. Karanlık, kayıp bir gece de onunla tanışmak, ve konuşmamızın bu raddeye kadar gelmesi herhalde başıma gelen en güzel ikinci şeydi. Elimi suyun içine soktuğumda hızlanan kalp atışlarımla daha da çok gülümsedim. Öne doğru kayarak bütün vücudumu suya soktum. Sıcak suyla gevşeyen vücudum ile gözlerimi kapattım.


***


Boy aynasından kendimi süzdüğümde bir buluşma için oldukça güzel giyindiğini düşünmüştüm. Bir gömlek giymek isterdim fakat dolabımda sadece üniforma gömleklerim ile dolu olduğu için farklı giyinmek zorunda kalmıştım. Gerçi böyle de fena değildim. Üzerimde düğme kısımları ışıltılı beyaz bir kot ceket, içinde siyah tişört, altına ise kalın kumaşlı, dar bir siyah pantolon giymiştim. Siyah saçlarımı tarayıp sprey sıkarak sabitlemiş ve güzel kokmasını sağlamıştım.

Ardından yatağın üzerinde titreyen telefonuma yaklaşıp elime aldım ve gelen mesaja baktım. Mesajda Taehyug'un evimin önünde beklediği yazıyordu. Hızlanan kalp atışlarımla birlikte derin bir nefes alıp eşyalarımı alarak cebime atmış sonrada evden çıkmıştım.

Anında yüzüme vuran soğuk havayla titreyip yumruklarımı sıktım. Hava ciddi anlamda soğuktu ve ben daha şimdiden üşüdüğümü hissediyordum. Gözlerimi yüzüme vuran soğuk rüzgara karşı açtığımda gözlerim arabaya yaslanmış beni bekleyen Taehyung'a kaymıştı. Yanına ilerlerken gülümsemiş hızla bana yaklaşmıştı. Ben daha ne olduğunu anlamadan elleri montumu bulmuş ve fermuarımı çeneme doğru çekerek gözlerime dikmişti gözlerini. O fermuarımı çekerken gözüm boynuna kaymıştı.

Lost Night × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin